Damat

15 Kasım 2020 Pazar

21. yüzyılın birinci çeyreğinde küresel çapta bir krizle boğuşan dünyayı, ne yazık ki uzun süredir, bir iki istisna dışında vasat liderler yönetiyor. Üstelik, ufukta bu vasat liderlerin yerini alacak dâhiler de görünmüyor. 

Kurtarıcılar gerektiğinde ortaya çıkar, zorlu politikacıları zor zamanlar yetiştirir, derler. İşte size zor zaman. Küresel salgın küresel ekonomiyi çökertiyor, dünya düzeni sallanıyor. Ama hiçbir devlet kurtarıcı olabilecek çapta bir yönder çıkaramıyor. 

Halen insanlığın kaderini elinde tutan egemenlerin toplu çapsızlığı, İkinci Dünya Savaşı ufkunda sıralanan liderlere bakınca daha iyi anlaşılıyor. İyilik ve kötülük sınıflamasından bağımsız bakarsanız; hasım takımları devler yönetiyor. Birinci kümede tabii ki Mussolini, Hitler, Churchill, Stalin, Roosevelt oynuyor. İkinci küme de Franko, De Gaulle ve İnönü’yle hiç yabana atılmaz türden!

Her biri karanlık ya da aydınlık birer yıldız olan bu oyunculardan en hayran olduğum kişilik, savaşın galiplerinden Churchill’dir. 

İdamlık damat

Çelik gibi iradesi, entelektüel donanımı, nüktedan zekâsı, ressamlığı, yazarlığı, alkolikliği, puro düşkünlüğüyle efsaneleşen Winston Churchill, zamana da dayanıklıydı. Onca viski ve puroya karşın 91 yaşına kadar yaşadı, 1965 yılında öldü. 

Churchill, ömrünün sonuna doğru hareket yeteneğini kaybetmişti. Dizlerinin üstünde ekose bir battaniye, günlerini uyuklayarak geçiriyordu. 

Öyle günlerden birinde, tanınmış bir gazeteci Churchill’i ziyarete geldi. “Yaşlı arslan” diye anılan efsane yönder, çoğu kez konuşacak halde olmadığından yanında hep kızı ve damadı bulunuyordu. İngiliz gazeteci, Churchill’e çağdaşı ve hasımları Stalin, Mussolini ile Hitler’den hangisini daha çok takdir ettiğini sordu. 

Churchill yanıt vermedi, çünkü uyukluyordu. Damadı, soruyu yineleyen gazeteciye, “Israr etmeyin” dedi. “Duymaz ve anlamaz. İyice bunadı.” 

Koltuğa yayılan iri gövdeyi örten ekose battaniye birden kıpırdadı ve Churchill, kurnaz gözlerini aralayıp gayet anlaşılır bir ifadeyle “Mussolini’yi çok takdir ederim!” deyiverdi. 

Yanındakiler, tarihöncesi bir dinozor canlanmışçasına çarpılmışlardı. Gazeteci şaşkınlıkla sordu: “Peki, neden?” 

Churchill tısladı: “Çünkü damadını kurşuna dizdirdi!”

Kayınpedere iktidar yolları

Faşizmin fikir babalığı, vasat bilgi toplumlarında Hitler’e atfedilir. Oysa faşist ideolojinin kurucu yönderi Mussolini olup antik Roma’nın yapılanmasından esinlendiği rejim biçimi, Hitler’in Germen yorumuyla zirveye taşınmıştır.       

Galeazzo Ciano, İtalya’nın aristokrat familyası Cortelazzo ve Buccari Kontluğu’nun iyi yetişmiş, sekse düşkün, çapkınlığıyla ünlü veliahtıydı. Kont babası Amiral Constanzo Ciano, İtalyan Nasyonal Faşist Parti’nin kurucu üyesiydi ve baba oğul Mussolini’nin 1922’de başladığı “Roma Yürüyüşü”, yani iktidara doğru çıktığı yolda, faşist liderin yanında yer almışlardı. 

Benito Mussolini, büyük kızı Edda’yı Galeazzo Ciano ile evlendirmekle hem kendisine destek veren büyük ve aristokrat bir aileyi arkasına alıyor hem de parlak bir damada sahip oluyordu. 

Mussolini’nin dışişleri bakanı atadığı damat Ciano, kısa sürede liderin güvenini kazandı, faşist partide iki numaraya yükseldi. Kayınpederine akıl hocalığı yapıyor, ülkenin kaderine yön veriyordu. İtalyan halkı mesajı aldı: Kısaca “Duce” (Reis) diye anılan Mussolini’nin veliahtı, damattı. 

Damada kurşunlar

Mussolini, fikirlerinden feyz almasına karşın deli olduğuna hükmettiği Hitler’i sevmiyor, yarattığı faşist Almanya’yı da tehlikeli buluyordu. Zaten Hitler de onu küçümsüyor, yakın çevresine “gösteriş meraklısı bir palyaço” olduğunu söylüyordu. 

İtalya’nın faşist yönderini Hitler’le hiç olmazsa görünüşte iyi ilişkiler kurmaya ve İtalya’yı Almanya’nın yanı sıra savaşa girmeye, veliaht damadı Ciano ikna etti. 

Ne var ki aynı damat, Mihver Devletleri savaşta Müttefik Devletler karşısında yenilgiye uğramaya başlayınca fikir değiştirdi. İtalya’yı faşist Mihver Devletleri ittifakından çıkarmaya çalıştı. Başaramadı, ama Hitler’i öfkelendirdi. Derken 1943’te Mussolini’yi iktidardan devirip tutuklamak için kurulan komploda yer aldı. Komplo başarısızlığa uğrayınca, Mussolini “torunlarının babası”nı öldürtmekte tereddüt etti. Ama Almanya bastırınca, damat tutuklandı, Verona’da yargılandı ve idama mahkûm edildi. Mussolini, başta büyük kızı ve torunları, Ciano’yu kurtarmak için araya giren kimseyle görüşmeyi kabul etmedi. Kararını vermişti. 

Düşük veliaht ve gözden çıkarılan damat Galeazzo Ciano, 11 Ocak 1944’te bağlandığı iskemlede, hainlere yapıldığı gibi sırtından vurularak kurşuna dizildi. Cesur olduğunu göstermek amacıyla son anda idam mangasına yüzünü dönmeye çalıştığı için kafasına fazladan iki kurşun daha sıkıldı.   

Günümüzde infazlar bile vasat.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kıyamete hazırlık 14 Nisan 2024
Kibir ve kir 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları