Gülengül Altınsay

Kurala değil hesaba göre

13 Şubat 2020 Perşembe

Fenerbahçe-Beşiktaş maçında 3 adet penaltı pozisyonu vardı. İkisi VAR’a gerek olmadan -Cüneyt Çakır’ın kalitesi de düşünülünce- verilmesi gereken net penaltıydı. Ama bu 3 pozisyondan biri için bile VAR’a gidilmedi. Ardından VAR hakemleriyle Cüneyt Çakır arasında geçen diyalog çok merak edildi. Tamam diyelim ki Çakır görememişti de niye VAR uyarmamıştı. Bugün hakemlerden şikâyetçi olan Ali Koç o maçın ardından, “Hakemler böyle yönetsin şampiyon oluruz” demişti. Bu kadar fahiş hataların ardından MHK Başkanı Zekeriya Alp ise VAR kayıtlarını bilmediğini açıklamış ve konu kapatılmıştı. Ama Allah’ın sopası yok. Bu kez Fenerbahçe-Alanya maçında penaltı tartışmalı 2 pozisyon oldu ve orada da tıpkı Beşiktaş maçındaki gibi VAR’a bile gidilmedi. Bu kez mağdur olan Fenerbahçe’ydi. Başkan Ali Koç da hakemleri işaret ederek “Önümüz kesiliyor” açıklamaları yaptı. Ve aynı Zekeriya Alp bu sefer VAR kayıtlarına ulaşabildi(!) Ve maçın hakemleri ile VAR/AVAR hakemlerine ağır ceza verileceğini açıkladı.

Korkular diz boyu

İşi neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Hakemlerin korkuları nedeniyle gözlerinin önündeki pozisyonları görememelerinden mi başlasak, yoksa bir VAR bir YOK uygulamalarından mı? Ama şu açık ki hakemler çok büyük baskı altındalar. Kuralları kitabına göre uygulamada inanılmaz tereddütlüler. Zaten ülkede hangi alanda işler kitabına göre, kuralına göre yürüyor ki futbolda yürüsün?

VAR ayarı

Sonra da TFF Başkanı Nihat Özdemir 22. haftaya girerken üstteki 7 takımın da şampiyonluk potasında olmasını VAR’ın varlığına bağlıyor. VAR olduğu için haksızlıklar önlenmiş ve takımların aldıkları puanlar da birbirine bu yüzden yakınmış. Pekiyi, tam tersine VAR’ın adil çalışmamasından, birine VAR birine YOK uygulamasından ötürü olabilir mi bu acaba?

Ama VAR nedeniyle daha fazla penaltı atışı olduğu kesin. Yine VAR nedeniyle net penaltıların verilmediği de kesin. Zaten penaltı adı üzerinde bir “ceza”. Pozitif futbolla ilgisi yok.

Zaten VAR nedeniyle oyun daha fazla kesiliyor. Özellikle görüntüden net olarak belirlenemeyecek milimetrik ofsaytlarla hücum oynayan takımların cezalandırıldıkları da kesin. Yani futbolun ruhunu anlayanlar “VAR’ın futbola büyük katkısı var” diyemez. 

Cezalarda denge

Ne var ki şampiyonluk potasında çok sayıda takımın olması rekabeti de artırıyor. Ve şu saatten sonra takımlar yeniden yapılanamayacağına göre, en etkili mücadelenin saha dışında geçeceği de açık. Hep tekrarladığım bir söz var; “Bizde kimse adalet ve eşitlik istemiyor, tam tersine eşitsizlikten daha fazla pay almak istiyor.” Çünkü ortam buna çok elverişli. Kim daha fazla bağırır kim daha fazla dişini gösterirse istediğini alıyor. Sessiz kalanlar kaybediyor. Kural hatası nedeniyle Göztepe-Beşiktaş maçının akıbeti hâlâ belli değil mesela. Kimden, neden korkuluyor?

Şimdi bir de Sörloth’a verilecek ceza konumuz var. İlk kez “tahrik” gündeme geldi bu vesileyle. Geçen sezon Quaresma’ya 6 maç, bu sezon Elneny’e 3 maç ceza verilirken de büyük tahrik vardı oysa ki. Ama kimse Beşiktaş’ın gözünün yaşına bakmadı, medyada kimse “tahrik” üzerinde durmadı. Efendim neymiş tahrik eden oyuncuya da kırmızı kart verilmediği için Sörloth’un cezası düşermiş. Yanlış yanlışla çözülmez. Rüzgâra göre yorum yapıyorlarsa o başka. Sörloth’a 3 maç verilirse Beşiktaş maçında oynayamaz. Hesap bu olsa gerek.

Yani işin içine saha dışı hesaplar girince kitap, kural, hukuk hep ofsaytta. Hakemler ve MHK ne yapsın?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kim çürümüş? 18 Nisan 2024
Süper kriz 11 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları