Feyzi Açıkalın

Gatiyatlı Adam ve 30 yaşa takılanlar

12 Ocak 2020 Pazar

Gatiyatlı Adam” deyimini kendisini “kiçın menejer” diye tanıtan bir Azeri kadından duymuştum. Yaz aylarında Alanya’daki bir otele aşçılık yapmak üzere gelmişti.


Laf nasıl dönüp dolaştıysa Gatiyatlı’ya geldi. Onu çok sevmekteydi. Aynısından kendi ülkesinin başında da var olduğunu hatırlatışıma, “Yok, bu başka” diye yanıt vermişti.


Sözün tanımı gereği adamın duruşu, söylemi kati, kesin idi. Muhtemelen düş kırıklığı yaratmış bir evlilik sonrasında yurdundan ayrılıp gelen bir kadın, belki de aradığı erkek figürünü komşuda bulmuştu.


Bu kadından farklı olarak genç, evlenmemiş Azeri kadınlarının, Gatiyat’lının 30 yaş gençleri için geçenlerde söylediklerine tepkilerinin ne olacağına ait bir fikrimiz yok. Ama benzeri yaştaki Anadolu insanı için var.


Özellikle kentli 30 yaş gurubu, başkasının sevecen diye tanımlayabildiği eli sopalı baba figüründen hoşlanmıyor. Sevgiliden tutun da, iş yerindeki departman müdürü, yakın çalışma arkadaşı, babacan görünümlü mahalle bakkalı ya da ailedeki her hangi bir bireyinin üstlerinde baskı oluşturmasından nefret ediyor.


30 yaş gençliğinin kadın olanının baba gereksinimi, aradığında her an kendisine ulaşabileceği, kendisini onun yanında güvende hissedebileceği sıcak bir kucaktan öteye geçmiyor. Erkek ise deneyiminden yararlanmak istediğinde babaya baş vuruyor.


Gatiyatlı herhangi bir adam onlar için, sevmedikleri annenin eve getirdiği, zorlama ile geçindikleri bir üvey babadan fazlası değil. Hiçbir zaman ısınamayacakları, annelerinin seçimi ile eve getirilmiş iğreti bir insan.


30 yaş gurubu deyip geçmemek lazım. Kuşak tanımının artık 10 yılı bile bulmadığı zamanımızda, adı geçen gençler meşhur “Atlas Sendromu” deyimini erken olarak bir kuşak öncesinden devraldılar.


Dile kolay, 17 yıldır anne ve babalarının yalnızca yakınıp, mücadele etmek için kıllarını kıpırdatmadıkları bir büyük travmanın tam içinde büyüdüler. Buncacık yaşlarında dünyanın yükünü omuzlarında hissediyorlar. Bu ülke onlar için artık bir gelecek vaat etmiyor ve yaşananların sorumlusu olarak Gatiyatlı Adam’ı görüyorlar.


O zaman soru şu olmalı: Gatiyatlı Adam bu gerçeği bilmiyor mu? Bir olasılıkla, bütün ülkenin neden AKP’ye hala üye olmadığına şaşırdığı gibi, bu gençlerin de önerilerini dinleyeceğini var sayıyor.


Aslında, evliliği bir dayatma olarak gören her anlayışa karşı çıkıp bu kurumu reddeden 30 yaşı hedefe koyarak evlilik dışı yaşamı eleştiriyor. Eleştirmekten de öte, kendisini bu konuda görevli kılan idari amirinden mahalle simitçisine kadar her türlü ahlak bekçisini önlem almaya davet ediyor.


Belki de yukarılardaki o karanlık odalarda planlar, ülkenin en verimli olması beklenen bu kuşağının kadük kalması üstüne kuruluyordur! Kadük; değerini, önemini yitirmiş, eskimiş demektir. Timsah göz yaşları bunun için dökülüyordur…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları