Barış Doster

Emperyalizm karşıtlığı, ulusalcılık, solculuk

19 Aralık 2020 Cumartesi

Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alması sonucu, ABD’nin aldığı yaptırım kararı, çok boyutlu tartışmaları bir kez daha tetikledi. Emperyalizm, tam bağımsızlık, NATO, ABD ve AB ile ilişkiler, tartışmaların ve saflaşmaların öne çıkardığı başlıklar. Meselenin ideolojik yönü var. Siyasi, iktisadi yönü var. Bilimsel, teknolojik, endüstriyel yönü var. Sorunu, bütüncül bir bakış açısıyla ortaya koymak şart.  

İdeolojik olarak, emperyalizm karşıtlığı kolay değildir. Slogan atarak olmaz. Bu yönde iç cepheyi güçlendirmek, milleti bilinçlendirmek, akıl, bilim, emek ve üretim seferberliği yapmak gerekir. Kapitalizme karşı olmadan, yüzünü sola dönmeden, ulusal ölçekte yurttaşlığı, sınıfsal ölçekte yoldaşlığı benimsemeden, antiemperyalist olunmaz. Etnikçiliği sosyalizm, mezhepçiliği komünizm, hemşericiliği Marksizm sananlardan antiemperyalist çıkmaz. Emperyalizmin işbirlikçisi çıkar. Liberal, kapitalizm yanlısı, sağ siyasetler; ortaçağ artığı, feodalizm kalıntısı kimlikleri kullanır, milleti birbirine düşürürler. Emekçi halkı birbirine kırdırırlar. Liberal sol gibi (ne demekse o), AB’den demokrasi, ABD’den özgürlük bekleyerek antiemperyalist olunmaz. İşbirlikçi olunur.  

Politik düzlemde, hem NATO savunucusu hem AB destekçisi hem de antiemperyalist olunamaz. Üretim, mülkiyet, bölüşüm ilişkilerini tartışmak gerekir. Emperyalist devletlerin, onları besleyen ve onlardan beslenen çok-uluslu şirketlerin, dev ölçekli tekellerin, pazar, hammadde, ucuz işgücü gereksinimini, bu amaçla yaptıkları işgalleri eleştirmeden, emperyalizme karşı mücadele edilemez.  

Türkiye’de solcu, devrimci olmanın yolu; millici, ulusalcı olmanın yolu; öncelikle ve özellikle Kuvayi Milliyeci, Müdafaa-i Hukukçu, Cumhuriyetçi olmaktan geçer. Atatürk’ü sahiplenmeden ne millici olunur ne devrimci. Siyasal ve toplumsal düzlemde, ulusalcı olmayan solculuğun, solcu olmayan ulusalcılığın başarı şansı yoktur.  

Siyaset-iktisat ilişkisi  

Gençler, ekonomi politik diyorlar. Bizler, siyasal iktisat deriz. Eskiler, iktisadı siyasi derler. İşte bu çok iyi bilinmeden, kapitalizm ve onun en ileri aşaması olan emperyalizm kavranamaz. Ülke içinde, tüm araçları kullanarak, sistemli ve örgütlü olarak sömürmek; ülke dışında sömürmek için örgütlü barbarlık, haydutluk, zorbalık yapmak; tahakküm, hegemonya kurmak; emperyalist devletin karakteridir. Bu durum; o devletin üretim gücünden, sanayi kapasitesinden, teknolojik altyapısından bağımsız değildir.  

Bu bağlamda, ABD emperyalizmi konuşulduğunda, 331 milyon nüfuslu ülkenin 21.5 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğü, 27.5 trilyon dolarlık borcu, 740 milyar dolarlık savunma bütçesi de konuşulmalıdır. ABD’nin, dünya silah ihracatındaki payının yüzde 36 olduğu; 150’den fazla ülkede, 800 askeri üs bulundurduğu unutulmamalıdır. ABD ordusunun, bu ülkenin egemen sınıflarının çıkarını koruduğu, ABD Doları’nın küresel ticarette kullanılmasının güvencesi olduğu bilinmelidir. ABD’nin saldırı ve işgalleri, o yüzden, askeri açıdan ABD’nin yurt savunmasıyla açıklanamaz. ABD’nin ideolojisiyle, ekonomisiyle, sanayisiyle, ticari ilişkileriyle açıklanır.    

Kısacası, vatanın taşına toprağına, havasına suyuna, emekçisine, köylüsüne sahip çıkmadan millici olunmaz. Emeği, eşitliği, bağımsızlığı, aydınlanmayı savunmadan solcu olunmaz. Emperyalizme karşı olmak, sınıf bilinci ve ideolojik berraklık gerektirir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları