Hikmet Altınkaynak

Tanımak Sevmektir

22 Haziran 2014 Pazar

Bir cumhurbaşkanı adayı çıktı, gündemi sarstı, her şey değişti! İktidar da muhalefet de şaşkın! Kimilerininki kısa sürdü. Kimileri sessiz.
CHP ile MHP’nin Cumhurbaşkanı ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu adını duyunca, belleğim beni yıllar öncesine götürdü. Yıl 1999. O yıllarda Hürriyet Yayın Grubu’ndaydım. Yönetiminde ve yazıişlerinde olduğum Hürriyet Gösteri’nin Temmuz-Ağustos sayısını kuruluşunun 700. yıldönümü nedeniyle “İki Cihan Arasında Osmanlı İmparatorluğu” başlığıyla özel bir sayıya ayırmıştık.
Bu özel sayıda Server Tanilli’den İlber Ortaylı’ya, Ekmeleddin İhsanoğlu’ndan Şevket Pamuk’a, Talat Halman’dan Eray Canberk’e, Filiz Çağman’dan Ayşin Candan’a, Mehmet Bayhan’dan Orhan Koloğlu’na varıncaya kadar, yirmiye yakın akademisyen ve yazarın yapıtı yer aldı.
Bu özel sayının konu ve yazarlarını dergi yönetimiyle birlikte belirledik. Yayın koordinatörlüğünü ben yaptım. Herkesi tek tek aradım, konuştum.
Yüz yüze görüştüğüm akademisyenlerden biri de Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’ydu. Kendisine telefonla ulaştım. Beni çok nazik bir dille IRCICA’ya (İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi) davet etti. (Bu tarihten çok değil iki yıl sonra Rektör Danışmanı ve Öğretim Görevlisi olarak göreve başlayacağım Yıldız Teknik Üniversitesi’nin duvar komşusuydu.) YTÜ ile Yıldız Sarayı arasında bir binaydı. Gittim. Güler yüzle, kırk yıllık dostmuşçasına karşıladı beni. Bir saati aşkın konuştuk. Özel sayının içeriğini, amacını anlattım. O da bu çerçevede “İslam Bilim Geleneği Zirveye Çıktı” başlıklı makalesini yazdı. O günlerde yayımlanan bir kitabını imzaladı. Kitabıyla, Türk edebiyatıyla, yayıncılıkla ilgili konuları konuştuğumuzu anımsıyorum.
Doğu ve Batı’yı bilmek çok önemli. Hasan Âli Yücel, “Uygarlık bir bütündür” der. Sanırım burada demek istediği uygarlığın iç içe olduğudur. Doğu’nun içinde Batı; Batı’nın içinde Doğu katkısının bulunduğudur. Aslolan bunu kavrayabilmek, anlayabilmektir. Bundan olacak ki Yücel’in 7 yıl 7 ay süren Milli Eğitim Bakanlığı dönemi, eğitimde ve kültürde bir rönesans yaşatır. Bakanlığının yayımladığı Dünya Klasikleri Dizisi’nin tüm dünya edebiyatını kapsaması da sanırım bu nedenledir.
Ahmet Hamdi Tanpınar da bir anlamda Doğu ve Batı’yı yapıtlarında irdeler, birey ve toplumun ‘huzur’unu amaçlar. Bunu yaparken de ‘eski’nin ister istemez aşılacağını, ama bunu yaratırken ‘eski’den yararlanılacağını, hem de içine girmeye çalıştığımız Batı uygarlığından yararlanmak gerektiğini söyler. Bu nedenle Ekmeleddin İhsanoğlu’nun hem Doğu’yu, hem de Batı’yı bilmesi zenginliktir. Bunları bilen bir cumhurbaşkanının da seçilmesi ülkemiz adına büyük bir kazanç olmaz mı?
Ne var ki, adını hiç duymamış ve onu iyi tanımamış çevreler tepkililer. Tepkileri de doğal karşılamak gerekir. Çünkü tanımıyorlar. Tanıdığını sananlar da yanlış tanıyorlar, önyargılı yaklaşıyorlar. Oysa ünlü ruhbilimci ve toplumbilimci Erich Fromm, insani ilişkilerde tanımanın çok büyük önemi olduğu belirterek; “Tanımak sevmektir” diyor.
Uzaktan gördüğümüz, adını bile bilmediğimiz bir kişiyi sevmek zordur. Ama onu tanıdıkça, yaptıklarını öğrendikçe, bu zor aşılır. Fromm şunu ekler: “Hiçbir şey bilmeyen, hiçbir şeyi sevemez!” Kemal Kılıçdaroğlu’nun da Ekmeleddin İhsanoğlu için; “Halk tanıdıkça sevecek” demesi, belki de bunun içindir!
Umarım, çok tanınmış, her gün her şeyimizle uğraşan birine karşı, bir bilim insanı, bir bilge diplomat olan İhsanoğlu, halkımızca iyi tanınır, bilinir ve hepimizin cumhurbaşkanı seçilir de toplum gerginlikten kurtulur. Çünkü günümüzün gereksinimi, barış ve huzurdur. Bunun için de birleşe birleşe kazanmak; baskıya zulme teslim olmamaktır. Bilimsel yolda, adalete, hukuka, insan haklarına saygıyla, kişi hak ve özgürlüklerimize sahip çıkmaktır…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları