Bakınız, neredeyse bir ay olmuş. Ta Mart ayının 19’unda.
Başbakan Davutoğlu, dokunulmazlıklar konusunda daha yeni “hodri meydan” demiş; daha ortada AKP kanun teklifinin, k’si filan yokken...
Eski CHP milletvekili hukukçu Atilla Kart’ın uyarılarına bu köşede yer vermişiz.
Kart, AKP’nin dokunulmazlık hamlesinin arka planında yatan gerçek sebebi o gün şöyle açıklamış:
- Dokunulmazlık dosyaları raftan inecek. Ceza kovuşturmaları nerede açılmışsa o yer mahkemelerinde davalar açılacak.
- Dosyası bulunan vekillerin bir kısmı tutuklanacak. Hapis cezalarına mahkûm olacak. Vekillikler düşecek.
- Meclis’teki sayısal eksilme, anayasadaki ara seçim koşulllarını tarif eden düzeye çok rahat ulaşacak. (Yahut bir il ya da seçim çevresinin Meclis’te milletvekili kalmayacak.)
- AKP ara seçimi yapıp Meclis’te anayasayı değiştirecek çoğunluğu böylece sağlayacak.
Kart, AKP’nin beş yıl önce kurduğu Anayasa Komisyonu’nda iki yıl süreyle, dağılıncaya kadar görev yapmış bir isim. İktidar partisinin attığı her adımın deşifresini ve birkaç adım sonra ne geleceğini görecek kadar deneyim sahibi olan Kart, o görüşmemizde çizdiği bu çerçevenin ardından sözlerini şöyle bitirmişti:
“CHP AKP’nin tuzağına düşmemeli.”

***

Fakat bir ay sonra CHP, bu tuzağa düşmüş görünüyor.
Hem de Kart’ın, hukuksuzluk açısından, bir ay önceki öngörüsünü kat kat aşan; güya suçla mücadele etmek amacıyla yola çıkıp her cümlesi hukuka açıkça aykırı bir metne destek vererek.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ensar ve KAİMDER evlerinde istismara uğrayan çocuklara sahip çıkma kararlılığı ile mücadelesini saygıyla izliyorum.
Fakat -Ankaralı gazeteci hitabıyla- şöyle sürdürmek istiyorum:
Kemal Bey’i 13 Nisan akşamı Tarafsız Bölge programında izlerken kulaklarıma inanamadım. Nasıl bir duygu yokladı biliyor musunuz?
Hani Kemal Bey, zaman zaman grup toplantıları ya da TV programlarında bir duruma tepki gösterirken “Ömrümde böyle saçma şey duymadım” der ya.
İşte bu sözü kelimesi kelimesine kendisinden ödünç alıp söyleyesim geldi o an:
“Ömrümde böyle saçma şey duymadım.”
Kemal Bey’in anayasaya aykırı olduğunu bilerek, AKP’nin dokunulmazlıkların kaldırılmasına dair yasa teklifine destek açıklaması, dolandırmadan söyleyelim akıl alır gibi değil...
Dahası bu desteğin anayasaya aykırı olduğunu bile bile verilmesinin nedenini öğrenince şaşkınlığımız daha da büyüyor:
“Sonra AKP bizi bakın terörü desteklediler diye sıkıştırır, meydanlarda halka şikâyet eder”. Yani “konu komşu ne der, falancaya ayıp olur” benzeri bir ruh hali.
Ana muhalefet liderinin bu tutumu, kişisel gelişimini çok daha ileriye taşıyacak bir potansiyel taşımasına karşın; bir kasabadaki taşra muhafazakârlığı baskısı altında, kendisini sürekli eksiltmek zorunda kalan kişilerin çaresizliğini hatırlatıyor.
Ve nasıl bir “konu komşu korkusu”dur ki bu, rejimin sizi, bağımlı olduğunu her fırsatta açıkladığınız yargının “eline düşürme” planını bile “bedel ödemek” diye izah etme çelişkisine düşürüyor.
Ezcümle CHP, vekillerin Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunma hakkını bile elinden almayı planlayan AKP teklifine destek vererek ağır bir yanlış yapıyor.
Ana muhalefet partisinin, başkanlık rejimi için tasarlandığı maskelenen ve anayasaya aykırı bir dokunulmazlık senaryosuna destek olmaya hakkı yoktur.
Fazlasıyla basit nedenden dolayı: Hukuk devletine saygı.