‘Kullanma kılavuzu’ saptırmaları

06 Ekim 2015 Salı

Kısaca Ahmet Hakan rezaleti

Normalde, biliyorum benden Ahmet Hakan’a yapılan saldırı hakkında görüşlerimi beklerdiniz. Ama aslında hedef gösterip emri verenler belli, uygulayan AKP’liler de zaten ortaya çıktı. Umarım Hürriyet hatalarını anlar ve gereksiz yere kadrosundan çıkardığı yazarlarını geri kazanamasa da, mesela Tufan Türenç gibi hâlâ ekibinin parçası olan değerli isme umarım tekrar sütunlarını açar. Baskıya ödün vererek bir yere varamayacaklarını artık anlamaları şart. İlk gece hastanede görebildiğim Ahmet Hakan’a ve tüm basınımıza geçmiş olsun.

Sanat tarihini kafasına göre yazmak...

Gelelim sanat tarihine. Önceki yıllarda, bu sütunda, çağdaş sanat tarihini saptırdığına inandığım iki kitabı eleştirmiştim. Biri Art-İst’in çıkardığı “Türkiye’de Güncel Sanat: Kullanma Kılavuzu 1986-2006” adlı Halil Altındere ve Süreyyya Evren’in çıkardığı kitap, diğeri de Garanti Bankası’nın sponsorluğunda, Transglobe adlı yayıncının “Unleashed” kitabıydı. Sanat tarihi yazmak dev bir sorumluluk. Altındere, ısrarla “Çağdaş Sanat” yerine “Güncel Sanat”ı kullanıp çağdaş sanatı 80’lerin başından itibaren geliştirmiş isimlerle aralarında sahte bir statü farkı yaratmaya çalışıyor. İşin özünde dünyada “güncel sanat” gibi uydurma bir deyim var olmadığı için, İngilizce kullanılan başlık “Contemporary Art”. Şimdi Altındere, aynı kitabı 2. kere, benimkiler de dahil olmak üzere, tüm bu eleştiriler ışığında çıkarıyor sandım. Sözde tek fark, bu sefer 1986-2006 arasını değil, 1975-2015 arasını kapsaması. İyi de ikinci ciltteki sanatçıların yarısı ilk ciltte var, ama ilk kitapta yer alan 26 isim yeni kitapta yok! Yani mesela Haluk Akakçe, Hüseyin Çağlayan, Aydan Murtezaoğlu, Bülent Şangar arada elenmişler! 10 yılda değerlerini toptan kaybetmişler, öyle mi? Öte yandan 50 sanatçı, her iki kitapta var! Aralarında Halil Altındere dışında Erdağ Aksel, Vahap Avşar, Gülsüm Karamustafa, Şükran Moral, Serkan Özkaya, Şener Özmen, Sarkis gibi isimler var. Sağ olsunlar, ilk kitapta olmayan ama ikinci kitapta olan 51 sanatçı arasında ben de varım, rahmetli Hüseyin B. Alptekin de! Ama seçimler öyle yapılmış ki neredeyse, yalnız multi-medya ve kavramsal sanat yapan sanatçılar seçilmiş. Sorun yok, isteyen öyle bir kitabı da çıkarabilir. Ama o zaman adı “Türkiye’de Multi-Media/Kavramsal Sanat” olur, hatta o zaman bile sonuna “...’tan bir kesit” diye belirtmek gerekir (“Güncel Sanat” bulvarı üstünden giderek iz bırakmaya çalışanların çoğunluğu ilginç bir şekilde Kürt sorununa tek yanlı bakanlar, Ermeni soykırımı propagandistleri veya anti-Kemalist sanatçılar. Bu da gelecek için ayrı bir araştırma konusu olarak kalsın). “Contemporary Art” diye kitap çıkarıp içine Adnan Çoker, Özdemir Altan, Devrim Erbil, Komet, Kemal Önsoy, İsmet Doğan, Yusuf Taktak, Mustafa Horasan, Hale Arpacıoğlu, Tomur Atagök, Mehmet Aksoy, Mehmet Güleryüz, Bubi, Mustafa Ata, Ömer Uluç, Hüsamettin Koçan, Haluk Akakçe, İrfan Önürmen, Denizhan Özer, Canan Tolon, Ansen gibi birçok ismi koymamak, tarihi saptırmaktan başka bir şey değildir. Sanat dünyasının içinde olmayanların bazen anlayamayacağı sert ayrımlar vardır. Tuval resmini ve sanatçılarını düşman görecek kadar at gözlüğüyle bakmak, çağdaş bir insana yakışmayacağı gibi, “güncel” bir sanatçıya hiç mi hiç yakışmaz... Bu ilkel tavrı yabancı müzelerde gösterseler, alay konusu olurlar. Sonuçta şimdi bu kitaplarda tuval resimleri ara sıra var, ama en azından ana hattı tuval resmi olan sanatçılar “seçilememiş”.

Sanat tarihi, nasıl üretilir?
Halil Altındere, eski bir genç dostum. Kariyerinin başında çok paylaşımlarımız olmuştur. Kendisine yine hatırlatayım: Bir sanat tarihi kitabını bir sanatçı hazırlıyorsa, 10 misli dikkatli olmalıdır. Saydığımız mahsurların ötesinde, elenen veya yok sayılan sanatçılara üstünlük sağlamak için mi bu yayını çıkarıyor sorusu gündeme gelir. Hele kitabın adı bu kadar iddialı ve geniş kapsamlıysa... Keşke, “Sevdiğim kavramsal sanatçılardan bir kesit” deseydi de, herkes rahat etseydi!
Eleştirdiğim kitap şık bir yayın. İnsanların ciddiye almaları için her şey mevcut. Ama içerik, bu sunum kalitesini ve de kitabın adını taşımaktan uzak. Sonuçta, boşlukları örten makyaj gibi duruyor.
Gelelim değerli yazarlara: Aradan 10 yıl geçmiş, kimi yazarların aynı yazıları konulmuş kitabın yeni versiyonuna. Ama yeni yazı vermiş olanlar bile, bu yanlı seçimlere aracılık edip kendi güvenilirliklerini ateşe atmış.
Sonuç mu? Tarihle çok yakından ilgilenin. Ama devamlı şüpheci kalarak!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erken seçim mi dediniz? 18 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları