Çiğdem Toker

IŞİD petrolü ve Türkiye

29 Temmuz 2015 Çarşamba

Birkaç gün önce; İngiliz The Observer gazetesinde, Türkiye’nin IŞİD’e, yasadışı petrol ticareti konusunda kolaylık sağladığına ilişkin belgelerin ABD’nin elinde olduğu iddiasına yer veren bir makale yayımlandı.
IŞID’in en büyük gelir kaynaklarından biri olan petrol ticaretinde, Türkiye’nin en önemli alıcı olduğu iddiasının da yer aldığı bu haber, dün İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü tarafından bir soru önergesiyle TBMM gündemine de taşındı.
Bu gelişmeler, geçen şubat ayında OECD bünyesindeki Karapara Aklamayla Mücadele Grubu FATF’in hazırladığı bir raporu ve içindeki verileri daha kritik hale getiriyor. (“Terör Örgütü IŞİD’in Finansman Kaynakları” başlıklı 48 sayfalık çalışma raporuna, yayımlanışının ertesinde “Türkiye’den üç TIR gitti” başlığıyla bu köşede yer vermiştik.)
Hemen anımsatalım ki, raporun giriş bölümünde, bu çalışmanın Türkiye’nin işbirliği ile hazırlandığı notu yer alıyor.
IŞİD’in gasp ettiği petrol sahalarındaki faaliyetlerin geniş biçimde irdelendiği rapordaki bazı özet veriler şöyle:
- IŞİD Irak ve Suriye’de ele geçirdiği petrol kuyularında günde 50 bin varil petrol üretimi yapıyor. Petrol kuyusu yakınında aracılardan varilini 25-30 dolara aldığı petrolü, biraz uzaktaki marketlere ve diğer tüketicilere, rafineri derecesine göre 60 ile 100 dolara satıyor.
Fakat bundan daha kritik olan bilgi ise raporun “Petrol Kaçakçılığı ve Satışı” başlıklı 33. sayfasında yer alıyor. Türkiye’nin sunduğu istatistiklere göre Suriye sınırındaki petrol kaçakçılığının 2012’den bu yana büyük artış gösterdiği belirtiliyor.
IŞİD’in petrol sahalarını ele geçirmesinin ardından, Irak ve Suriye sınırında yedi Türk vilayetinde saptanan kaçak petrolün, 2014 yazı itibarıyla 20 milyon litreye ulaştığı bilgisi yer alıyor.
FATF’in IŞİD raporunda; 2013 yılında Türkiye’de saptanan 73 milyon litre kaçak petrolün, 2014 yılında 79 milyon 238 bin litreye ulaştığı, 2012’de 4 bin civarında olan petrol kaçakçılığı olay sayısının, 10 bine yükseldiği kayda geçirilmiş.
Raporun Türkiye’nin işbirliğiyle hazırlanmış olması; son gelişmeler bakıldığında bu verileri daha da dikkate değer kılıyor.
Eğer, The Observer’deki makaledeki iddialar doğru; yani Türkiye, IŞİD’e yasadışı petrol ticareti konusunda yardım eden bir ülkeyse, Karapara ile Mücadele Örgütü ile IŞİD’in Finansman Kaynakları’nı konu alan bir raporda işbirliğine yanaşıp veri sunması ne kadar mantıklı?
Bu iyimser bir soru.
Tersinden baktığımızda ise şu soru da meşrudur:
İddialar doğru ise Türk Hükümeti, bir gün bu ithamlarla karşılaşacağını öngörüp uluslararası camiadaki olası riski azaltmak için mi uluslararası örgütlere yardımcı oldu? Ya da mecbur kaldı?
Bu kapsamda Kürkçü’nün soru önergesindeki şu kısım özel bir dikkati hak ediyor:
“Haberde iddia edilen ‘Petrol ticareti bağlantıları ABD ve Avrupa tarafından da tepkiyle karşılanmıştı’ ifadesi ışığında söz konusu olayla ilgili ABD’li veya Avrupalı yetkililerle herhangi bir görüşme olmuş mudur? Olmuş ise bu görüşmenin içeriği nedir? Haberde ileri sürüldüğü şekilde Türkiye’ye yönelik eleştiriler dile getirilmiş midir?”
Özetle; soruların yanıtı her şıkta yaşamsal önem taşıyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları