İlhan Selçuk

Patlama!..

15 Ağustos 1981 Cumartesi

PENCERE

Patlama!..

Hacivat:

-Yar bana bir eğlence medeeeet...

Karagöz:

-Geliyorum patlama!...

*

Patlama Türkçede değişken bir sözcüktür. Eskiden geceleri kentin çeşitli yerlerinde sık sık patlamalar duyulurdu. Çok şükür öyle patlamalar kalmadı. Şimdi başka türlü patlamalar söz konusudur.

Nasıl patlamalar?

Ekonomik patlamalar.

Sözgelimi bu yazın başında herkes ne umuyordu? Ya da ne söyleniyordu:

- Bu yaz turizm patlaması olacak...

- Nasıl?

- Basbayağı; paaat diye patlıyacak...

- Turizm öyle paaat diye patlar mı?

- Patlar.

Sabırsızlar soruyorlar:

- Patladı mı?

- Patlıyacak...

- Haydi artık patlasın canım...

- Ne kadar sabırsızsın, bekle biraz.

- Patladı mı?

Ağustosun ortasına geldik; patlama olmadı, kim bilir? Belki yine de olur.

*

Patlama ilginç bir olaydır. Kimi tabanca patlatır, kimi tüfek patlatır, kimi kafa patlatır, kimi şampanya patlatır, kimi çiklet patlatır, kimi balon patlatır, kimi lastik patlatır, kimi apandisit patlatır, kimi egzos patlatır, kimi davul patlatır, kimi tüpgaz patlatır, kimi atom patlatır, kimi mısır patlatır, kimi başka şey patlatır; kimi de patlatmaz patlar; can sıkıntısından patlar, öfkeden patlar, parasızlıktan patlar...

*

Patlama bazan çok yararlıdır. Sözgelimi yol yapmak için dağa dinamit koydun; bekliyorsun:

-Şimdi patlayacak...

-10, 9, 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1, 0... Güüm!..

Yol açılır.

Maden ocağında grizu patlaması güzel değil; korkunç ve acı. Ama dış alım-satım patlamasına ne buyrulur.

Peki, dış alım-satımda patlama var mı?

Kimileri:

- Var diyorlar, patladı bile...

Kimisine soruyorum:

- Patladı mı?

- Vallahi ben duymadım.

- Patladı, patladı...

- Sessiz patlama mı bu?

- Hayır ucuna susturucu taktık.

- Tabanca mı bu mübarek?

- Sen bilmezsin, kimi patlama sessiz sedasız olur, kimisi sesli olur; patlamadan patlamaya fark var; her yiğidin bir yoğurt yiyişi yok mu?

*

Sosyeteden Fintoş:

- Patlıyacağım, diyor.

- Neden güzelim?

- Ooof, bilmem ki, sıkılıyorum.

- Ceyar’ın Sue Ellen’ı gibi mi?

- Nerde o günler? Bizde öyle kadın özgürlüğü mü var? Vallahi kocam duymasın...

Fintoş hanımefendi patlayacak, patlayamıyor; dışsatımla turizm de öyle...

Ah hep birlikte bir patlayabilseler...

(15 Ağustos 1981 tarihli yazısı)

    



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları