Paris’teki “Büyük Yürüyüş”ü, uluslararası haber kanalı France 24’ten izledim.
İki milyon Parislinin “Je suis Charlie” döviziyle Paris bulvarlarına aktığı yürüyüşe 50’nin üzerinde de dünya lideri katıldı.
Bir yorumcu, bu kadar büyük ve etkileyici bir kalabalığın en son, Fransa’nın 1944’teki Kurtuluş Günü’nde toplanmış olabileceğini söylüyordu.
Sık vurgulanan konuların başında, yürüyüşe İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın da katılması geliyordu.
Temel hak ve özgürlükleri kimi kez vahşice, kimi kez pervasızca ihlal etmiş sağcı liderleri, bambaşka motivasyonlarla yürüyüşe katılması, alanlarda göz alabildiğine uzanan bu direnç ve dayanışmanın gücünü ve etkisini azaltmaya yetmiyor.
11 Ocak 2014 tarihe geçti ve yürüyüşü var eden saldırı kritik sonuçlar üretmeye başladı bile.

***

Bunların başında da Paris’te, AB içişleri bakanlarının Büyük Yürüyüş’ün hemen öncesinde “acil” koduyla yaptığı toplantı geliyor.
Fransa İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve’nin kamuoyuyla sıcağı sıcağına paylaştığı önemli bilgiler, yakında Türkiye’ye yönelik baskıların artacağı sinyallerini içeriyor.
Avrupalı bakanlar, AB alanı üzerinde seyahat edecek bütün yolcuların PNR (Yolcu İsim Kaydı) verilerinin paylaşımı konusunda uzlaşıya varmış görünüyor.
Bu konu aslında, Suriye iç savaşı süreciyle Avrupa’daki terör saldırılarının artması nedeniyle bir süredir gündemdeydi.
Konu, 6 Kasım’da yine Paris’te düzenlenen ve İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın da katıldığı bakanlar toplantısında uzun tartışıldı.
Schengen kapsamındaki yolcuların ABD’ye seyahat bilgilerini ABD’yle paylaşan AB; aynı paylaşımı üye ülkeler arasında yapmıyor. Bunun en başta gelen nedeni de seyahat özgürlüğü ve kişisel verilerin korunması hakları konusundaki kaygılar.
Hazırlanan taslak direktif, bu çekinceler nedeniyle Avrupa Parlamentosu’nca kabul edilmiyordu.

***

Ancak öyle görünüyor ki Charlie Hebdo saldırısıyla keskinleşen terör tehdidi, yakın bir gelecekte seyahat özgürlüğü ve mahremiyet çekincelerini kaldırarak, Schengen alanında uçan tüm yolcuların PNR verilerinin Emniyet güçleriyle paylaşımını kural haline getirecek.
Fransa İçişleri Bakanı, sınırlardaki denetimin yoğunlaştırılacağını ve seyahat özgürlüğü ile kişisel verilerin korunması ilkelerine dikkat edilerek, yolcuların PNR numarasıyla takip edilmesini sağlayan bir platform kurulacağını açıkladı.
Avrupa alanında seyahat eden yolcuların bilgilerinin eşleştirilerek takibi konusunda, diğer AB İçişleri Bakanları’nın taahütte bulunduğunu da belirtti.
(PNR bilgisi, sadece yolcuların adını değil, bilet ödemesinin nasıl yapıldığı, koltuk numarası, bagaj bilgileri ve daha fazla kişisel bilgileri de içerebiliyor.)
Toplantının bir diğer önemli gündem maddesinin de radikal dinciliğin ve antisemitizm propagandasında internetin rolü olduğunu yine Fransız Bakan açıkladı. Ve internet üzerinden “radikalleşme”ye karşı daha güçlü mücadele edileceğini söyledi.
Sonuç olarak, yakın bir gelecekte, Schengen sınırlarında kontrolün, PNR bilgilerinin karşılıklı transferi ve radikal dinci ve ırkçı akımların internet üzerinden takibi ve engellenmesi konusunda güncelleneceği ortaya çıktı.
Bu konudaki daha somut gelişmelerin, 16 Ocak’ta Brüksel’de, 18 Şubat’ta genişletilmiş biçimde Washington’daki toplantıda çıkması bekleniyor.

***

11 Eylül 2001 saldırısının ardından olağanüstü sıkılaştırılan seyahat önlemleri paketinin çok daha güçlüsü kapımızda. ABD’nin desteğini de arkasına alan AB’nin, sınır kapılarındaki işbirliğini güçlendirme kararı ve yeni yaptırımlar içerecek düzenlemeleri, kuşkusuz ülkemizi de yakından ilgilendiriyor.
Avrupa’dan Suriye’ye yönelen “cihatçı” akınında transit ülke konumundaki Türkiye, uzun süredir eleştirilerin hedef tahtasındaydı. AB üyesi olmasa dahi, Türkiye’ye de yönelecek talepler, Ankara’nın “hoşgörülü” politikasını yeniden gözden geçirmesine vesile olacaktır.