Dün Orhan Bursalı ve Bedri Baykam da yazdı:

Türkiye’de “Kadın cinayetleri” tırmanıyor!

Bunu önlemek için neler yapılabilir?

Başta yargı mensupları olmak kaydıyla herkesi bu konuda düşünmeye davet ediyorum!

*  *  *

Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet cinayeti sanıkları Ç. Aksu ve B. Akand “cinayet”, “nitelikli cinsel saldırı” ve “hürriyeti tahdit” suçlarından mahkûm oldular.

Mahkeme Aksu’ya cinayet suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.

Ama ceza “İYİ HAL İNDİRİMİYLE” müebbet hapis cezasına çevrildi.

Mahkeme nitelikli cinsel saldırı suçundan verdiği 12 yıllık cezayı da 10 yıla “İNDİRDİ”.

Aksu’ya kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan da 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

Sanık Berk Akand ise “nitelikli adam öldürmeye yardım” suçundan 15 yıl hapis cezası aldı.

Ceza “İYİ HAL İNDİRİMİYLE” 12 yıl 6 aya düşürüldü.

Nitelikli cinsel saldırıya yardımdan verilen 6 yıllık hapis de “İYİ HAL İNDİRİMİYLE” 5 yıla düşürüldü..

Akand’a ayrıca hürriyeti yoksun kılmaktan 1 yıl 3 ay hapis cezası veren mahkeme toplamda 18 yıl 9 ay hapis cezası vermiş oldu.

*  *  *

Kararla ilgili, İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı avukat Birsen Baş Topaloğlu, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı:

Türk Ceza Kanunu’nun 62’nci maddesinde düzenlenen iyi hal indirimi, suçu işleyen kişi ile suç işlendikten sonraki insanın farklı olabileceği düşüncesini temel alır.

62’nci madde yazılı, sınırlı olmayan gerekçelerle: Örneğin, sabıkasız olması, suçun işlenmesinden sonraki tutum ve davranışları (hastaneye götürmesi, pişman olup kendiliğinden teslim olması, soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki davranışı, yargılamaya yardımcı davranışları gibi takdire bağlı gerekçelerle) cezada hâkime 1/6 oranında indirim yapma takdir yetkisi verir.

Ancak buradaki gerekçelerin soyut değil, somut olması gerekir.

Şule Çet davasında takdiri indirimin yani iyi hal indiriminin yapılması doğru olmamıştır.

Sanıkların gerek soruşturma gerekse mahkeme safhasındaki hal ve davranışları:

Savunmalarında maktul Şule Çet’e ve sosyal yaşam tarzına yönelik yaptıkları haksız ve yersiz saldırılar...

Delilleri karartmaya yönelik davranışları...

Adaleti yanıltma gayretleri...

Yargılamaya yardımcı olmamaları...

Gibi pek çok davranışları karşısında iyi hal indiriminin uygulanmasını gerektirecek haklı sebepler olmadığını düşünüyoruz.

*  *  *

Aslında yazımın başlığını önce “KADIN KATİLİNE İYİ HAL İNDİRİMİ NE DEMEK” diye koymuştum.

Sonra kadını ikinci sınıf gören bir toplumda yaşadığımızı düşünerek “KADIN KATİLİ” sözünün, kadını ikinci sınıf görenlerin gözünde “KATİL” sıfatını hafifletebileceğini düşündüm ve istediğimi daha iyi anlatabilmek için doğrudan “KATİLE İYİ HAL İNDİRİMİ NE DEMEK” diye değiştirdim.

Aslında, katilin bir kadını öldürmüş olması “HAFİFLETİCİ” değil, “AĞIRLAŞTIRICI” sebep olmalı diye düşünüyorum.

Böyle düşününce, kadını ikinci sınıf gören feodal toplum değerlerine teslim olmuş gibi görünmekten utandım ve şimdiki başlığı koydum!

KATİLE, ÜSTELİK DE KADIN KATİLİNE İYİ HAL İNDİRİMİ NE DEMEK?