Olaylar Ve Görüşler

24 Kasım ve Finlandiya örneği...

24 Kasım 2019 Pazar

Birkaç yıl evvel mesleğim gereği bir toplantı için Finlandiya’nın başkenti Helsinki’ye gitmiştim. Sonradan öğrendim, gittiğim gün Finlandiya için en önemli günlerden biri imiş. Sokaklar, meydanlar, bizlerin 1950’li yıllarda giydiğimiz şapkalardan (biz de bu şapkalardan bir süre kullanmıştık) giymiş binlerce öğrenci ile doluydu. O gün Finlandiya’nın ortaöğretim yılının bittiği günmüş. Binlerce kişi, yaşlı-genç, öğrenci-çocuk, coşkuyla bu günü kutluyorlardı. İlk ve ortaöğretim kalitesi Finlandiya’nın olmazsa olmazlarındandı. (Sanırım 3 ülke bu konuda birbiri ile yarışıyor. Finlandiya, Güney Kore ve Japonya. Okuma oranı yüzde 99’un üstünde.) 

Helsinki Üniversitesi’nden beyin cerrahı bir meslektaşıma sordum: “Nedir bu coşku ile kutlamaların zenginliği?” Cevabı, “Okul bizim temel zenginliğimizdir. Komşularımızın sahip olduğu zengin maden yatakları, Sibirya’nın altın rezervleri bizde yok. Tabiat nimetlerini dağıtırken bize cimri davranmış. 

Okuma yazma oranı yüzde 99.9

Bu eksikliği enerjimizle telafi etmek için vatandaşlarımıza, ülkenin kalkınmasına azami ölçüde katkıda bulunmak isteriz. Biz de gençlerimizi güçlü ve dayanıklı olmaları için yetiştiriyoruz. Okulumuzu elimizden aldığınız an biz de biteriz. Tıpkı mayasız bir hamur gibi çökeriz” olmuştu. İlave etti: İlk başlarda Finlandiya’nın yetişmiş insan gücü kısıtlıydı. Finlandiyalı öğretmen, din insanı, aydınlardan bir avuç insan bunu başardı. Fin kültürü ve düşünsel gelişmesinin başında “Snelman” adlı bir öğretmen vardı. 

Birkaç genç Finlandiyalı öğretmen, aydın din insanı, avukat, memur halk kitleleri eğitim ve kültür düzeyinin arttırılması için seferber oldu. Ve bugün Finlandiya’nın okuma yazma oranı yüzde 99.9 ve kültür seviyesi çok yüksek. 

Köy Enstitülerinin önemi

Bir zamanlar Atatürk, Finlandiya’nın bu coşkulu yükselişini anlatan “Beyaz Zambaklar Ülkesi” kitabını bütün okullara tavsiye etmişti. Bizde de bu konuda başlangıç, Atatürk’ün Tevhidi Tedrisat Kanunu’nu çıkarması ile bir ivme kazanmış, Köy Enstitülerinin açılması ile önüne parlak bir gelecek açılmıştı. 

Köy Enstitülerindeki özgür tartışma, öğrencileri toplum sorunları üzerinde düşünmeye ve kafalarında soruların yığılmasına yol açıyordu. Yeri geldiğinde düşüncelerini çekinmeden açıklıyorlardı. 

Köy Enstitüleri gitti, Atatürk devrimleri neredeyse bitti. Son yıllarda yapılan üniversite sınavlarına bakın, kaç bin öğrenci “sıfır” çekmiş. Öğretim kalitemiz çöktü. Okullar çoğaldı. Fakat beyinlere faydasız fikirler sokulan binlerce kişi; düşünmeyi, tenkit etmeyi, sorgulamayı bilmeyen bir nesil bıraktı.  

Bütün bunları görmeyip, başımızı kuma sokarak 24 Kasım Öğretmenler Gününün önemini anlamak çok zor. 

Yine de bizleri yetiştiren aydınlık, devrimci, Atatürkçü öğretmenlerimizi saygı ile anıyor, önlerinde eğiliyoruz. 

Prof. Dr. Cengiz Kuday



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları