Ebru Kılıçoğlu

Aşure

23 Kasım 2019 Cumartesi

Takımın asları sakat olunca hem sistemi hem de kadroyu “elde kalanlar” oluşturmuş Galatasaray’da. Bir nevi Nuh Peygamber’in “aşuresi” gibi… Birbiriyle bağdaşmayacak malzemeler, lezzetler… Ancak tadından yenmez bir tatlı değil bu karışımdan çıkan. Tamam lezzetsiz değil. Öte yandan bu harmanın birbirine alışması, kaynaşması için biraz zaman gerekiyor. Özetle biraz tutuk başlıyor oyuna G.Saray. 

Bir yandan puan tablosundaki yerini yükseltmek bir yandan da sahasındaki yenilmezlik serisini sürdürme çabasında, oyununu yavaş yavaş toparlıyor. Öte yandan gol yollarında yetersiz kalıyor. Bireysel çabalar dışında organize atak, baskı, tempo yok sahada. 

Başakşehir’in 4-1-4-1’ine gelince; topu tutuyor, hızlı çıkışlar yapıyor, oyunu kontrol etmeye çalışıyorlar ama onlar da ileride yoğunlaşmayı başaramıyor.

İki takım da gol pozisyonu konusunda üretken olamayınca dengeli ama kısır bir düello başlıyor. Zaman zaman iki takımın da çıkışları oluyor. Ancak son vuruşlar yetersiz kalıyor. Özellikle Başakşehir’in hızlı çıkışları, G.Saray’ın üçlü savunmasını gözüne ışık tutulan tavşan pozisyonuna getiriyor. G.Saray’ın ataklarındaysa topun ağlara kavuşmamasındaki en önemli etken, Başakşehir’in dikkatli savunması kadar Sarı-Kırmızılı futbolcuların konsantrasyon eksikliği... Maç boyunca devam eden bu kilidi açacak tek anahtar, bir hatayı değerlendirecek çeviklikte davranmak. Bunu 78. dakikada sonradan oyuna giren Gulbrandsen başarıyor. İrfan’dan aldığı pası inatçı bir takip ve usta bir vuruşla ağlarla buluşturuyor. Bundan sonra hiçbir şey yetmiyor G.Saray’a... Ne oyuncu değişiklikleri ne de taraftarın ısrarlı tezahüratları... Özetle bu aşure tutmuyor. 41 maç sonra gelen mağlubiyete üzülmek yerine Sarı-Kırmızılı camianın bir an önce transfer politikasını masaya yatırması gerekiyor. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kazanç ve kayıp 16 Nisan 2024
Hamur 3 Nisan 2024
Füzyon 18 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları