Olaylar Ve Görüşler

Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesi’nin 246’ncı kuruluş yıldönümü

18 Kasım 2019 Pazartesi

YAZAR: ALİ SADİ ÜNSAL - Emekli Tümamiral

Tarih: 28 Ağustos 1974. 

Yer: İstanbul Heybeliada’daki Deniz Lisesi.

13-14 yaşlarında iki yüze yakın çocuk, üzerimize ömrümüzde ilk kez bembeyaz üniformalarımızı giymiş durumda okulun orta bahçesinde sessizce bekliyoruz. 

Çevremizde gördüğümüz her şeye merakla bakıyoruz. Aklımız geride bıraktığımız ailemiz ve sevdiklerimizde.

Bir subayın yüksek sesle verdiği “Dikkat!” komutu ile irkiliyoruz ama ne yapacağımızı da bilmiyoruz. Verilen komutun ardından bembeyaz üniformalarını giymiş genç bahriyelilerin önüne daha sonra okul komutanımız olduğunu öğreneceğimiz Güverte Kurmay Albay Mustafa Erkan geliyor ve bize hitap etmeye başlıyor.

Mesleğimizin önemini ve değerini anlattığı konuşmasının sonuna doğru ifadeleri sertleşiyor. Belli ki kimi yaşananlara kızmış ve bizleri uyarmak istiyor. Heyecandan olsa gerek kızdığı konuyu tam olarak kavrayamıyorum ama konuşmayı dikkatle dinliyorum. O akşam günlüğüme komutanımızın şu sözlerini kaydetmişim:

“Onlara dedim ki! Madem o kadar büyüktünüz, nedir bu küçüklüğünüz! Madem bu kadar küçüktünüz, neydi o büyüklüğünüz!” 

DENEME EYLEMLERİ

Üç yıl sonra Deniz Lisesi’nden mezun olduğumuzda komutanımız bizleri Deniz Harp Okulu’na uğurlarken konuşmasında şu ifadelere yer veriyordu: 

“(...) Eğitim ve öğretimde yeteri kadar çalışmamak tutuculuktur. Mertçe bir yarışmanın temposuna ayak uydurmak ilericiliktir. Komutan sorumluluğunun büyüklüğü küçüklüğü yoktur. Bu bakımdan emrinizdeki personeli size bağlı olarak yönetmek için kalpleriniz insan sevgisi ile dolu olsun. Tarih bu sevgiyi taşıyan komutanların başarıları ile doludur. (...) Denizciliğinizin tüm uğraşlarında o tertemiz mesleğimize, dolayısıyla yurdumuza gücenmeden, kırılmadan, bitmez enerjinizle faydalı olmaya çalışınız. Başarılar ve mutluluklar sizlerle olsun.”

Deniz Harp Okulu’nda kanun karşısında da artık “asker kişi”ydik. 4 yıl fırtına hızında ve zorluklarla dolu olarak geçti. Okul komutanlarımız Tuğamiral Aydın Aksan ve Tuğamiral Mustafa Turunçoğlu liderliğinde donanmada verilecek görevleri en iyi şekilde yerine getirmek için eğitildik. 1981 yılında “Deniz Teğmen” rütbesiyle donanmaya katıldık. 

Fakat Deniz Harp Okulu’nun son yılında, onlarca yıl sonra adı FETÖ olarak bilinecek terör örgütünün “deneme eylemleri”ne maruz kaldık. Okul yönetimine gönderilen dört sayfalık bir ihbar mektubu ile sarsıldık.

Bu mektup kısmen de olsa hedefine ulaştı, okulu dereceyle bitirecek bir arkadaşımız çok sevdiği mesleğine veda etmek zorunda kaldı, bazı arkadaşlarımız ise hak etmedikleri sıkıntılar yaşadılar. 

Bu ihbar mektubunu yazan “vatansever(!) Deniz Harp Okulu öğrencisi” otuz yıl sonra “vatansever(!) Türk(!) subayı” olarak ve yabani ot misali her yerde karşımıza çıkacaktı. 

TASFİYE VE DÖNÜŞÜM

Bu örgütün 2000 yılına kadar tespit edilenleri Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilseler de, ne yazık ki tespit edilemeyenler ve 2000 yılı sonrası ülkemizin içerisinde bulunduğu siyasi, sosyal ve ekonomik iklimin olağanüstü etkisiyle kitleler halinde sızan ve yerleştirilen elemanlar 15 Temmuz kalkışması sürecini ülkemize yaşattılar. 

Bu süreçte vatanına ve Atatürk Cumhuriyetinin değerlerine gönülden bağlı, çalışkan ve iyi eğitimli iki binin üzerinde denizci (amiral, subay, astsubay, askeri öğrenci, uzman) “hukuka(!) uydurulmuş paket senaryolarla” tasfiye edilmiş, yerlerine FETÖ’nün elemanları yerleştirilmiştir. 

Örgütün TSK, siyaset, basın, iş dünyası, bürokrasi içerisindeki elemanları yaralı aslanın başındaki akbabalar gibi 15 Temmuz’u beklemişler, o gün aslanın parçalanacak kıvama geldiğini zannedip yaklaştıklarında ise bir pençe ile alaşağı edilmişlerdir. Bazıları utanç dolu bir şekilde, mahiyetindekileri de yüzüstü bırakarak tel örgülerin ve duvarların üzerinden atlayarak kaçmış, kaçamayanlar da başları önlerine eğik halde tutuklanmışlardır. 

18 KASIM GELENEĞİ

Bu görüntüleri ne zaman izlesem Deniz Lisesi’ndeki ilk günümüzde değerli komutanımızın, “Onlara dedim ki! Madem o kadar büyüktünüz, nedir bu küçüklüğünüz! Madem bu kadar küçüktünüz, neydi o büyüklüğünüz!” sözlerini anımsarım.

Bugün, Deniz Harp Okulu’nun web sitesinde yazılı görevine baktığınızda ilk olarak “şeref, sadakat ve sorumluluk” kavramları ile birlikte “kendisini Türk Deniz Kuvvetleri’ne hizmete adamış muvazzaf deniz subayı yetiştirmek” ifadesini görürsünüz. Sitede “değerlerimiz” başlığı altında ise on sekiz değer sıralanıyor. Bu on sekiz değer arasında “dürüst, çalışkan, adil, özverili olmak, üstün fedakârlık niteliğine ve doğru karar verme yeteneği ile üstün cesarete sahip olmak” da vardır. 

1773 yılında kurulan Deniz Harp Okulu’nda, bu değerlerin ışığında geleneksel olarak her yıl “18 Kasım” günü kutlama törenleri yapılır. Bu törende yüzlerce yıllık geleneğin ışığı altında emekli ve muvazzaf subaylar bir araya gelirler ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yarattığı “Cumhuriyet donanmasına” sağladıkları katkının gururunu ve mutluluğunu paylaşırlar. Bu mutluluk içimizdeki hainlere rağmen ve bu hainlerden arındıkça taçlanarak yaşanmaya devam edecektir. 

15 Temmuz kalkışması sonrası Deniz Harp Okulu normal işlevine büyük ölçüde dönmüştür. Deniz Lisesi ise ne yazık ki kapatılmıştır. 

Deniz Lisesi ülkemizin tarihi değerleri arasında yer alan bir kurumdur. Bu konuda değerli komutanımız emekli Oramiral Özden Örnek’in “Deniz Harp Okulu’nun ve Lisesi’nin tarihçelerini okuyunuz. Ülkemizin 1773 yılında dünya haritasında ne kadar büyük bir yer kapladığı ve nüfusunun ne kadar çok olduğu göz önüne alınırsa, bu büyük ülkedeki dünyevi işlerle uğraşan ilk ve tek okulun kapatılmasındaki hatanın büyüklüğü o zaman daha iyi anlaşılacaktır.” sözlerini dikkate almalıyız. Değerlerimizi yıkmamalı aksine korumalıyız.

ATATÜRK ROTASI

Bugün dünyanın gözü her zamankinden daha çok Türkiye ve özellikle “Mavi Vatan”ımız üzerindedir. Söz konusu “Mavi Vatan”ımız olunca da dikkatler Cumhuriyet donanması üzerinde yoğunlaşmaktadır. Arzumuz, bu dönemi anlatacak tarih sayfalarında “tarihin tekerrür ettiğinin” yer almamasıdır. Bu konuda muvazzaf ve emekli denizcilerin dünya ve ülkemiz kamuoyunu aydınlatmaya yönelik çabaları milletimizce takdirle karşılanmaktadır. 

Bir deniz kuvvetinin gücü, sahip olduğu yetişmiş personeli, örf ve âdetlerine bağlılığı ile ölçülür. Geleneklerimize göre, 18 Kasım (yani bugün) biz emekli subayların genç bahriyelilere örnek olacağı, değerlerimizi hatırlatacağı, örf ve âdetlerimizi aktaracağı gündür.

Mustafa Kemal Atatürk’ün oluşturduğu “Cumhuriyet donanması nizamı” sonsuza kadar “Mavi Vatan”a yönelik tehditleri yok edecek, dünya denizlerinde şanlı bayrağımızı dalgalandıracaktır. Bu nizamın rehberleri değerli öğretmenlerimizi, komutanlarımızı, büyüklerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. 

Bizler, Deniz Harp Okulu’nun değerlerine yürekten bağlı kaldık ve kalmaya da devam edeceğiz. 

Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesi’nin 246’ncı kuruluş yıldönümü kutlu olsun.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları