İadeli taahhütlü mektup mu?

12 Kasım 2019 Salı

ABD Başkanı Donald Trump hakkında 5 Ekim tarihli yazım, şu cümle ile sona eriyordu: “Nev York’un ‘emlak kralı’ olan Trump’ın siyasette ve diplomaside bir dediği bir dediğini tutmuyor. Türkçede bu tür insanlara ‘dengesiz’ denilmez mi?

9 Ekim’de, bu “dengesiz adam”, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı” Recep Tayyip Erdoğan’a şu mektubu gönderdi:

Sayın Cumhurbaşkanı;

Hadi iyi bir anlaşma yapmaya çalışalım. Siz binlerce kişinin öldürülmesinin sorumlusu olmak istemezsiniz, ben de Türk ekonomisini yok etmek istemem ki yaparım. (Önce iftiraya, sonra tehdide bakınız!) Yapabileceklerimin küçük bir örneğini Rahip Brunson konusunda zaten size göstermiştim. (Tehdit devam ediyor...)

Sizin sorunlarınızı çözmek için çok çalışıyorum. (Zahmet etmesin!) Dünyayı hayal kırıklığına uğratmayın. İyi bir anlaşma yapabilirsiniz. General Mazlum (Şahin Cilo adlı PKKli) sizinle müzakere etmek istiyor, geçmişte yapamayacağı pek çok tavizi vermeye razı. Yeni elime geçen, bana hitaben yazdığı mektubu ekte size gönderiyorum. (Bir terör lideriyle, bir devlet bakanını eşit tutan mantıksızlığa bakınız!)

Eğer bunu doğru ve insani şekilde yapabilirseniz, tarih size olumlu bakacaktır. Eğer iyi şeyler olmaz ise sizi sonsuza kadar şeytan (İnanca bakınız!) olarak görecektir.

Sert adam olma. Aptal olma. (Hakarete bakınız!)

Sizi daha sonra arayacağım.

Saygılarımla,

Donald Trump.

Kimileri bu mektup çöpe atılsın, kimileri de iade edilsin, diyorlar. Bu “iadeli taahhütlü” mektup mu? Sultan Hazretleri, bu tarihsel mektubu çerçeveletip Külliye’deki görkemli makam odasına asmalıdır... Asınca, acaba öğünür mü?

Bu mektubun birer kopyası, her yıl Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası Hukuk Bölümü’nün yeni öğrencilerine örnek bir ders belgesi olarak dağıtılmalıdır.

Mektup, Trump’ın Suriye konusunda Kongre liderleriyle yaptığı toplantıda “Türkiye’nin askeri harekâtına yeşil ışık yakmadığını ispatlamak için” Erdoğan’a “ağır” bir mektup yazdığını söylemesinin üzerine ortaya çıktı.

Trump, Cumhuriyetçi Kevin McCarthy’den mektubun suretini masadakilere dağıtmasını istedi. Mektup, Kongre üyeleriyle de paylaşıldıktan kısa bir süre sonra, basına sızdı.

Türkiye’deki tepkileri bir yana bırakıp ABD yayın kuruluşlarının mektubu değerlendirmelerine kısaca göz atalım...

Mektubu ilk olarak ABD Foks Nevs TV sunucularından Trish Regan’ın, Tvitter’da “Gazeteciler, mektupta yer alan ifadelerin yarattığı şaşkınlık nedeniyle, doğruluğunu Beyaz Saray ile teyit etmeleri gerekir!” diye yazdı...

Amerikan NBC-TV kanalının Baş Siyaset Yorumcusu Nicolle Vallace, “Beyaz Saray-Son Dakika” adlı programında, mektubu okuduktan sonra, “Bu mektup, o kadar acayip ki, Beyaz Saray’dan doğruluğunu teyit etmem gerekti!” yorumunu yaptı.

CNN TV’nin Vaşington Temsilcisi Jack Tapper, canlı yayında “Mektubu ilk gördüğümde şaka sandım, sahte olduğunu düşündüm. Sonra Beyaz Saray Sözcüsü’ne yolladım ve bana gerçek olduğunu söyledi!” dedi.

Aynı programda söz alan Siyaset Yorumcusu Sara Murray, “Olayın ciddiyetinden dolayı, mektuptaki ifadelere gülmek istemediğini!” belirterek Bu mektubun Trump’ın bire bir görüşmelerde dünya liderlerine nasıl yaklaştığını gösteren önemli bir örnek olduğunu!” söyledi.

Eski Başkanlar George W. Bush ve Barack Obama döneminde Ulusal Güvenlik Kurulu, Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı’nda çeşitli görevlerde bulunan Kelly Magsamen, Tvitter’da, Trump’ın mektubunu “utanç verici” olarak niteledi ve ekledi:

ABD başkanı tarafından yabancı liderlere yazılmış bazı mektupların hazırlık sürecinde yer almış biri olarak, size bunun normal olmadığını söylemek isterim. Utanç verici!”

Nev York Üniversitesi ABD başkanları tarihçisi Timothy Naftali, başkanların kendilerinin imzalayacakları mektupları kaleme alan “yazarları ve iletişim uzmanlarıyla” çalışarak, “ABD Başkanından beklenecek kadar dolu içeriğe ve zarafete sahip, titizlikle yazılmış metinler... hazırlamaları gerektiğini söyledi.

Naftali, mektubun “bir amatörün elinden çıkmış” gibi göründüğünü belirttikten sonra, şu değerlendirmeyi yaptı:

Kendisine tavsiye ya da fikir verilmesini kabul edemeyen Trump, bugüne kadar selefleri tarafından korunan ve o koltuğa oturan kişinin ne kadar hatalı olursa olsun, Amerikan Başkanlığı makamının, her zaman profesyonel kalmasını sağlayacak mekanizmaları da sistemli bir şekilde ortadan kaldırdı...

Trump - Erdoğan

Amerikan Voks yayın kuruluşunun Ulusal Güvenlik Muhabiri Aleks Vard, mektubu “diplomasi tarihinin en hayret verici mektuplarından biri” olarak tanımladı. Vard, Başkan’ın, “nezaket ve iletişim kurallarının her birinin ihlal edildiğini” belirterek, mektubu “saygısız, çirkin ve her türlü diplomatik nezaketten uzak!” olarak tanımladı.

George Vashington Üniversitesi öğretim üyesi Henry Farrell ile Abraham Nevman, Vashington Post gazetesine, Trump’ın mektubu “mafya babalarını anımsatan tehditkâr bir üslupla” belirlediğini yazdılar. İki yazar, Trump’ın mektubunda, hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceği “tehditler savurduğuna” da dikkat çektiler.

Bloomberg araştırmacılarından Jonathan Bernstein da kendisini en çok etkileyenin, Trump’ın bunu Kongre liderlerine dağıtacak kadar büyük bir “başarı” sanıp yazdığı mektupla “böbürlenmesi!” olduğunu belirtti...

Dengesiz” sözcüğümü; “gerzek” ya da “üşütük” sözcüklerinden hangisi ile değiştirebilirim? Ve de Sultan hazretleri, bu “kişiyle!” konuşmaya Vaşington’a ayağına “paşa paşa - tıpış tıpış” gidiyor? Ne dersiniz?




Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları