Sungu Çapan

Firavunlar diyarında

12 Aralık 2014 Cuma

Tevrat kaynaklı, kutsal kitap söylencelerini, çeşitli göç masallarını senaryo malzemesi olarak kullanagelmiş Hollywood’dan çıkagelen, yaklaşık 2.5 saatlik bu yeni görkemli epik-aksiyonu Adam Cooper, Bill Collage, Jeffrey Caine, Steven Zaillian imzalı, Kitabı Mukaddes’teki anlatılardan uyarlanmış bir senaryodan çekmiş R. Scott.

Sonradan aralarındaki savaşı tarihin en eski anlaşması sayılan Kadeş Antlaşması’yla berabere sonuçlandıracak olan Mısırlılarla Hititlerin büyük meydan savaşıyla başlıyor, son dönemde pek dişe dokunur bir film yapamasa da yine de günümüzün önemli sinemacılarından Ridley Scott’ın yeni, üçboyutlu-IMAX filmi “Exodus: Gods and Kings-

Exodus: Tanrılar ve Krallar”.
Anadolulu Hititlerin doğulu vahşiler olarak tasvir edildiği, İÖ 13. yüzyıldaki dönemin, Ortadoğu’ya egemen, iki büyük güçlü ülkesinin kapıştığı bu büyük savaşta, babası yaşlı firavun Seti’nin (John Turturro) pek güvenmediği veliaht oğlu, geleceğin kudretli firavunu 2. Ramses’in (Joel Edgerton) hayatını kurtarıyor, Ramses’le birlikte kardeşi gibi büyümüş Mısır prensi Musa (Christian Bale).
Kısaca, aslında Mısırlı değil de İbrani kökenli olduğu ortaya çıkan Musa’nın (yani Moşe’nin), vaktiyle tek tanrı inancını getiren Hz. İbrahim’in soyundan gelen ve ata yurdu Kenan elini kıtlık nedeniyle terk edip kendilerine köle gibi davranılan Mısır’a göç etmiş halkına önderlik edip onları Mısır’dan çıkarmayı ve özgürce yaşayacakları, vaat edilmiş topraklara (Kenan eline) götürme görevini üstlenerek Ramses’e ve zulmüne karşı verdiği uzun mücadeleyi anlatıyor bu spektaküler tarihsel film. Araya tabii bir çoban kızıyla (Maria Velverde) evlenip baba olması ve halkından bir süre ayrı kalması filan da var. Kitabı Mukaddes’teki göç efsanesine uygun biçimde, Musa’nın Ramses’ten Kenan eline gitmek iznini almak için Mısırlıların başına bela ettiği, Nil timsahlarının saldırıları, bulut halinde ortalığı kaplayan sineklerin-kurtçukların yol açtığı salgın hastalıkları, gökten yağmur gibi yağan taşları, doğal afet gibi çekirge, kurbağa baskınları, Mısırlı çocukların topluca ölümü, vb. gibi felaketleri ve Kızıldeniz’in yarılması gibi mucizeleri de gösterişli sahnelerle aktaran filmin finali de, İsrailoğullarının zaman zaman Tanrı’yla konuşan atasının On Emir’le öteki yasalarını taşa kazımasıyla bağlanıyor. Öteden beri Tevrat kaynaklı, kutsal kitap söylencelerini, çeşitli göç masallarını senaryo malzemesi olarak kullanagelmiş Hollywood’dan çıkagelen, yaklaşık 2.5 saatlik bu yeni görkemli epik-aksiyonu Adam Cooper, Bill Collage, Jeffrey Caine, Steven Zaillian imzalı, Kitabı Mukaddes’teki anlatılardan uyarlanmış bir senaryodan çekmiş R. Scott. 1970’lerde TV ve reklam filmlerinden yetişip bir J. Conrad öyküsüne dayanan ilk filmi “Düellocular”dan (1976) günümüze süregelen 40 yıllık kariyerine “Alien” (1979), “Blade de Runner”(1982) gibi bilimkurgu başyapıtlarıyla “Thelma’yla Louise” (1991), “Cennetin Keşfi-1492” (1992), “Gladyatör” (2000), “Hannibal” (2001),“Cennet Krallığı” (2005) gibi önemli filmler sığdırmış, 1937 doğumlu, usta İngiliz yönetmen Ridley Scott, görsellik bakımından her zamanki standartlarını tutturduğu, seyirciyi başından sonuna etkileyen bir seyirlik kotarmış yine. Polonya kökenli kamera ustası Dariusz Wolski’nin görüntüleri ve Alberto Iglesias- Harry Gregson Williams’ın Türkçe sözlü bir şarkının da yer aldığı müzikleri eşliğinde akan bu yeni masalsı tarihsel seyirlik, Kuran’da da başı çeken peygamberlerden Musa’ya güzelleme niteliğinde, görkemli bir epik sonuçta. Yan rollerde Sigourney Weaver, Ben Kingsley, Aaron Paul ve bizim Kevork Malikyan da var.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları