Cumhuriyet davasında ‘kanunsuzluk’

21 Temmuz 2019 Pazar

Cumhuriyet mensupları­na yapılan suçlamala­rın ve bu suçlamalara ilişkin verilen cezaların hak­sız ve “kanunsuz” olduğu tescil edildi:
Ben demiyorum; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, hazırladığı “tebliğname”de diyor!

***

-Suç örgütleri veya silahlı terör örgütlerine yardım su­çunun ancak doğrudan kastla işlenebileceği...
-Kamu makamlarının de­ğerlendirmelerinden ve ço­ğunluğun görüşünden farklı olan görüşlerin, ifade ede­nin amacından hareketle bir suça konu edilebilmesi için, bu ifadelerin içeriklerinin dışında da ayrıca somut olgularla ortaya konulması gerekir.
-Suça konu edilen haber, yazı ve sosyal medya payla­şımları ile diğer delillerin terör örgütlerinin amacı doğrul­tusunda hareket edildiğine ilişkin kanaat oluşmasını sağ­layacak nitelikte olguların var­lığını da içermesi zorunludur.
-Eleştiri ve yorum nite­liğinde yapılan haberlerin, yazılan yazıların ve sosyal medyada paylaşılan mesaj­ların sadece bu yönleri terör örgütlerine yardım suçuna vücut vermeyecektir.
-Sanıklardan Orhan Erinç,  Akın Atalay ve Murat Sabuncu’nun Cumhuri­yet gazetesinde yönetici ola­rak görev yaptıkları suça konu edilen gazetede çıkan yazıla­rın sahiplerinin belli olduğu, söz konusu yazılara iştirak et­tiklerine dair herhangi bir bilgi, belge ya da delilin dosyada olmadığı gibi bizzat gazetede suça konu edilebilecek her­hangi bir yazı yazmadıkları iddia ve kabulün de bu yönde olduğu anlaşılmaktadır. Dola­yısıyla gazetede çıkan yazılar sebebiyle yazı yazanlar dışın­da herhangi bir sorumlulukları bulunmamaktadır.
-Hakkında FETÖ soruştur­ması bulunan veya ByLock kullanıcısı olduğu tespit edilen kişiler veya şüphelilerle HTS kayıtlarının bulunması silahlı terör örgütlerine yardım nite­liğindeki delillerden sayılamaz.
-Cumhuriyet Vakfı Yöne­tim Kurulu’nun2010-2011-2013-2014-2015 yıllarında yapılan olağan ve olağa­nüstü seçimlerinin ve bu seçimler sürecinde yapı­lan müzakere ve yaşanan tartışmaların, Cumhuriyet Vakfı’ndaki görevleri ve sorumlulukları dolayısıyla Cumhuriyet gazetesinin te­rör örgütlerine yardıma dö­nüşen yayın politikasındaki değişikliğe çanak tuttukları iddiası olgusal içeriklerden yoksundur.
-Yazılan yazı içeriklerinin suç unsuru taşıdıklarına ilişkin bir iddia olmaksızın kamu­oyunda Abant toplantıları olarak bilinen toplantılara salt katılım sağlanması terör örgü­tüne yardım niteliğindeki olgu­sal delilerden sayılamaz.
-Terör örgütüne yardım mahiyetinde somut olgula­ra dayalı bir iddia ve isnat bulunmayan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın tertip ettiği kahvaltıya katılım sağlayarak, FETÖ üyeliği suçundan hakla­rında yakalama kararı bulunan şüphelilerle fotoğraf çekti­rilmesi silahlı terör örgütüne yardım suçunun unsurlarından sayılamaz.
-Haklarında FETÖ terör örgütünden dosya dışı so­ruşturma bulunan bir kısım şüphelilerin kendi aralarında Abant toplantılarının yapılıp yapılmayacağı ve bu toplan­tılara kimlerin davet edilip edilmeyeceğine ilişkin orga­nizasyon planlaması dışında terör örgütüne yardıma dair olgu ve içerikler içermeyen ByLock yazışmaları örgüte yardım suçunun unsurlarından sayılamaz.
-İddianamede farklı so­ruşturmalara konu edilmiş olayların PKK terör örgütü mensupları ile FETÖ men­suplarının birlikte eylem planlamalarına ilişkin iddia­lar ve ortaya konan delillerin sanıklarla ilişkisi bulunma­maktadır.
-İçerikleri itibarıyla yorum ve eleştiri sınırları kapsa­mında kalan ve suç unsuru taşımayan sosyal medya pay­laşımlarının sanıklar aleyhine silahlı terör örgütlerine yardım niteliğinde delil olarak kabul edilemeyeceği tüm dosya kapsamında anlaşılmıştır.
-Yazıların ve sanıklar aleyhine kabul edilen diğer haberlerin anayasa ve AİHS ile AİHM içtihatlarının ön­gördüğü ilke, standart ve sınırlılıklar kapsamında de­mokratik toplum düzeninin gereklerine, kamu düzeninin işleyişine, ölçülülük ve suç işlenmesinin önlenmesi koşullarına aykırı olmayan iddia ve hükme esas alınan delillerin bilgi edinme, yay­ma, eleştirme ve yorumla­ma niteliğinde olduğunun kabulü ile beraat kararı yerine yazılı gerekçeyle MAHKÛMİYET KARARI VERİLMESİ KANUNA AYKI­RI OLDUĞU, bu nedenlerle hükümlerin bozulması talep olunur.

***

Sanıyorum bu tarihsel “tebliğname” ve o yönde ve­rilecek Yargıtay kararı, “Te­rör örgütüne üye olmamakla birlikte...” diye başlayan ve hemen hemen her muhalif yazarın, gazetecinin terör örgütüne yardım suçlama­sıyla hapsedilmesine yol açan ABUK SABUK CEZA KANUNU MADDESİNİN DE DOĞRU BİÇİMDE YORUM­LANMASINA ışık tutacaktır.
Ben Türkiye’de hâlâ, hu­kuka bağlı savcı ve yargıç­ların da bulunduğu kanımı korumak istiyorum.
Dilerim haksız çıkmam!
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları