Yazgülü Aldoğan

Nasıl çok özgürsek, her gün sopa!

30 Mayıs 2019 Perşembe

İki ayrı gerçekliğin içinde yaşıyoruz: Gün geçmiyor ki bir gazeteci ya da muhalif, “şimdilik” evinin önünde darp ediliyor! Sonuncusu gazeteci Sabahattin Önkibar’dı. Genellikle en az 4 kişi tarafından yapılıyor saldırı, yumrukla yere düşürülüp tekmeyle dövülüyor. Önkibar, saldırıyı bekliyormuş, ucuz atlatmış. Saldırganlar yakalandı, galiba kaçmak için fazla bir gayret bile sarf etmiyorlar, tutuklanma talebiyle sevk edildikleri mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldılar. Bir başka gazeteci, Yavuz Selim Demirağ’a saldıranlar da serbest bırakılmıştı. Üstelik Demirağ’ı neredeyse öldürüyorlardı. Antalya’da gazeteci İdris Özyol da, Ergin Çevik de yine üç, dört kişinin saldırıları sonucu yaralandı ve gözaltına alınan saldırganlar yine tutuklanmadan serbest kaldı. Gazetecilere yönelik bu saldırıların organize olduğu konusunda TGS Başkanı Gökhan Durmuş da ellerinde veriler olduğunu söyledi. Tabii en fecisi, şehit cenazesine katılmak için Ankara dışında bir kasabaya giden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun linç girişimine maruz kalmasıydı ki Mili Savunma Bakanı ve Ankara Emniyet Müdürü’nün neredeyse önce seyretmesi, sonra müdahale etmesi sayesinde bugün hayatta! Kendisine bir yumruk atan inek hırsızının sonradan yakalanıp serbest bırakıldıktan sonra evliya muamelesi görmesinden çok, “Evi yakın, hepsini yakın!” diye histerik çığlıklar atan o kadının, Kılıçdaroğlu’nun kafasına vurmaya çalışan eli demir çubuklu delikanlının, eli bıçaklı olanın ve tekme attığı fotoğraflarda açıkça görünen diğerlerinin ifadesine bile başvurulmamasına daha çok içerledim. Sırtları sıvazlanıp ödüllendirilmişlerdir sanırım.

Soylu’ya göre özgürlük
Ancak bir başka durumla daha karşı karşıyayız. Bu can güvenliğinin olmadığı, ortalıkta neredeyse milislerin dolaşıp adam dövdüğü durum sanki bizim fantezimizmiş gibi, İçişleri Bakanı Soylu, kendi hayal dünyasından ülkemizde her türlü fikir özgürlüğünün bulunduğunu ve herkesin her istediğini yazıp söylediğini beyan ediyor! Allahım aklıma mukayyet ol, kendi yandaşlarından bahsediyorsa sıkıntı yok, öyledir muhtemelen de, eskaza bizim gibi AKP’li olmadığını açıkça beyan etmiş ve karşı görüşte yazılar yazan insanlar için durum hiç de öyle değil. Yazdığımız her yazı suç unsuru ilan edilebilir. Daha beteri sosyal medya hesaplarından paylaştıklarımızdır. İstanbul seçiminde oylara sahip çıkmak dışında suçu olmayan CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu’nun başına gelen tam da budur: On yıl önce yazdığı tweet’lerinden ötürü hapisle tehdit edilen davanın sanığı olmak. Ben şahsen attığım bir tweet yüzünden bir yıl hapis cezası aldım, paylaştığım başka bir tweet bahane edilerek 20 yıllık kıdem tazminatımın üstüne yatılarak işten çıkarıldım, bir başka yazımdan ötürü de yine bir yıl cezalıyım. Ne özgür bir ülke! Ayrıca eski TBMM Başkanı, eski Başbakan, elverişli İBB adayı Yıldırım’a göre de İstanbul’un 70 bin sokağına kamera koyacaklarmış, kadınlar istedikleri saatte sokakta güven içinde yürüyecekmiş. Demek istediğimiz saatte sokağa çıkmamıza da izin çıktı! Yahu zaten her köşe başında kamera var da ne oluyor?

Kararnameler ülkesi
Bu arada her konuda muktedir, son ve tek karar verici Cumhurbaşkanımız, AKP Genel Başkanı’nın kendine verdiği son yetki ise dudak uçuklatan cinsten: İstediği kişileri askerlik yapmaktan muaf tutarak kendi tayin edeceği özel hizmetlerde kullanacakmış. Şuna açıkça kendine özel milis ordusu kuruyor desenize! Tam da bunun dehşetiyle titrerken sosyal medyaya düşen bir askeri talim videosunda erler, “Devler gelir devler gider, tek dev kalır Sedat Peker” diye bağırtılıyordu. Bizim zamanımızda, “Ajda hamamdan çıktı” daha espriliydi. Mikrofonu açık kaldığı için “Yassıada’nın canına okumuşsun” dediği duyulan Oğuz Haksever’in başına ne geleceği en büyük merak konusu iki gündür, kıyma mı yapılacak, dayak mı yiyecek, çoktan yurtdışına mı kaçtı esprileri gırla.
Bu arada Osman Kavala, hiçbir şey yazıp çizmediği halde iki yıldır cezaevinde yargılanmadan yatıyor, eski CHP milletvekili Eren Erdem de öyle, sayılarını bilemediğim kadar çok öğrenci, genç, muhalif de Cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle içeride. Kazara bir af maf çıkarsa da onlara çıkmayacak, uyuşturucu kaçakçılarına, hırsızlara filan. Özgürlük, demokrasi sarhoş ediyor bizi, kıymetini bilemiyoruz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları