Yarın 6 Mayıs

05 Mayıs 2019 Pazar

Yarın günlerden 6 Mayıs... Yarın Yüksek Seçim Kurulu kararını açıklayacak. YSK evet baskı altındadır, evet tehdit altındadır. Ama Türkiye Cumhuiyeti de bir eşiktedir. Pamuk ipliğiyle bağlı olduğu demokrasi ilkelerine tutunmak ya da tümüyle vazgeçip, seçime olanak tanımayan bir rejimi kabullenmek... Ben seçim konusunun kapanmış olduğuna, YSK’nin tüm baskılara karşın bu yönde karar vereceğine inananlardanım. Ve bundan böyle de o pamuk ipliğini güçlendirmek için yollar aranacağına inanıyorum.
Bu inancım, gerek güç odaklarının söylemlerinden; gerekse CHP’li belediyelerin seçim öncesi verdikleri sözleri yerine getirmeye başlamaları üzerine partili olsun ya da olmasın “sokaktaki insanın” tepkilerinden kaynaklanıyor.
Yarının daha güzel olacağı umuduyla yarını bekliyorum.

***

Yarın 6 Mayıs. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edildiği gün. Yıl 1972’ydi... Üç fidan, gençlik hareketinin üç lideri hayatın baharındaydı. Deniz ile Yusuf 25, Hüseyin 23 yaşındaydı...
Acımızı unutmam mümkün değil. Adaletin olmadığı bir ortamdaydı. Salt kin ve intikam duygusuyla, sonsuz baskılar sonucunda verilmiş bir karardı.
Halit Çelenk’in “İdam gecesi Anıları” kitabından öğrendik o gecenin ayrıntılarını. Doktor “Üzülmeyin, sandalye çekilip düşme meydana gelince boyun kırılır, beyinle bağlantı kesilir, acı duyulmaz” demişti... Ve boynu kırıldığı halde Deniz’in nabzı 50 dakika atmaya devam etmişti...
Can Yücel’in “Mare Nostrum” (Bizim Deniz) şiiriyle anıyorum:
“Elbette Türkiye’de de en uzun koşuysa devrim
O, onun en güzel yüz metresini koştu
İlk o fırladı lüverden en sekmez mermisiynen
En hızlısıydı hepimizin, ilk o göğüsledi ipi...
Acıyorsam sana anam avradım olsun,
Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun...”

***

Yarın 6 Mayıs: Hıdırellez Bayramı... Baharın ve doğanın uyanmasının ilk günü... Hızır’la Hz.İlyas’ın buluştukları gün... Ortodoksların Aya Yorgi, Katolikler’in St.Georges Günü olarak kutsadıkları gün...
Hangi din, hangi mezhepten olursanız olun, bu akşamdan başlayarak yarın gün boyunca diledikleriniz gerçekleşeceği gün...
Dileklerinizi ister gül ağaçlarına bağlayın, ister gün doğarken çayıra çimene, derelere, denizlere fırlatın... Ağaçlara ister çaput bağlayın, ister para... Yöntemi size kalmış... Ben aha şuracıkta, şimdiden dileklerimi sıralayıveriyorum:
Tanrım, hem kalpleri hem cepleri yakan bu şiddet dinsin artık.
Erkekler ocak ayında 43, şubatta 31, martta 27 kadın öldürdü. Yetsin artık. Katiller affedilmesin, müebbete mahkûm edilsin.
Çocuklar kaçırılmasın, taciz edilmesin, tacizciler hoş görülmesin.
Ülkem gazeteciler hapishanesi olma ayıbından, rezilliğinden, ahlaksızlığından kurtulsun!
Sadece Cumhuriyet’ten meslektaşlar değil, Sözcü’de suçlananlar, Özgür Gündem’de geçici, sembolik sorumluluk alanlar, Mezopotamya Gazeteciler Platformu’ndakiler, tüm gazeteciler hepsi şimdi serbest bırakılsın!
Adalet bize de bulaşsın!
Bir gece ansızın yataktan çıkarılıp sokağa dökülen, nereye gittiklerini bile bilmeyen yaşları 18-23 arasındaki Hava Harp Okulu öğrencileri darbeci diye müebbet hapis cezasına çarptırıldı. O emir kulu çocukları hatırlasın adalet!
Barış isteyen, bunu beyan ettikleri için suçlanan herkes, barış bildirgesine imza atan akademisyenler, muhalifleri savunan avukatlar, “Savaş bir halk sağlığı sorunur” diyerek savaşa düşman kesilen Türk Tabipleri Birliği doktorları, devletin çektirdiği çileler yüzünden artık tüm dünyada tanınan Ayşe Öğretmen hapisten kurtulsun!
Hızır yetişsin! İşsiz gençlere iş bulsun!
(Listem çok uzun. Bitecek gibi değil... Ama siz devamını biliyorsunuz zaten...)
Yarın 6 Mayıs. Ne dilerseniz dileyin. Ama dalından bir çiçek, bir yaprak koparırsanız, bir fidanı öldürürseniz... Bilin ki hiçbir dileğiniz yerine gelmez.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları