Hikmet Altınkaynak

Çukurova’nın Koca Yaşar’ı...

28 Şubat 2019 Perşembe

Yaşar Kemal, dünyanın en büyük romancılarından biri. Edebiyatımıza, dilimize, siyasetimize büyük katkılarda bulunmuş bir sanatçı o. Aramızdan ayrılışının 4. yıldönümü için yurtiçinde ve dışında çeşitli etkinliklerde anılıyor. Özellikle doğduğu yer (Adana) Osmaniye’de, İstanbul Sarıyer’de ve kitaplarının yayıncısı Yapı Kredi Yayınları Kültür Merkezi’nde...
Üç yıl önce kurulan Yaşar Kemal Vakfı’nın internet sitesinde yer alan Yaşar Kemal Platformu linkinde gördüm: Çukurova’da Yaşar Kemal için Çukurova’nın Koca Yaşar’ı deniyormuş...
Evet, bugün Çukurova’nın Koca Yaşar’ı, evrensel romancımız Yaşar Kemal’in aramızdan ayrılışının 4. yıldönümü. Resmi Gazete’nin 02/06/2016 günlü sayısında yayımlanan vakıf senedinde: “Vakfın amacı öncelikle ‘ben ‘angaje’, bağımlı bir yazarım, kendime ve söze ve insanın onuruna bağımlıyım’ diyen Yaşar Kemal’in değerleri ve duruşu (özgürlük, eşitlik, insan ve doğa sevgisi, kültürel farklılıklara saygı ve sahiplenme) doğrultusunda, Türkiye ve dünya toplumları nezdinde Yaşar Kemal’in bakış, yaklaşım ve değerlerini yaygınlaştırmaktır” biçiminde açıklanıyor.
Pek çok yazar gibi Yaşar Kemal de adını önce Cumhuriyet gazetesinde duyurdu. İlk imzalı yazısı, 3 Temmuz 1951’de Cumhuriyet’te yayımlanan “Diyarbakır göçmen köylerini gezerken neler gördüm?” başlığını taşıyan röportajı oldu. İlk kitabı Sarı Sıcak da ertesi yıl çıktı. Ama ona ve Türk edebiyatına büyük bir dönem başlatan yapıtı İnce Memed’dir. 1955’te yayımlandı. Her kuşağın okuduğu bir roman oldu. Bu romanla birlikte pek çok ödül kazandı. Yurtiçi ve yurtdışı ödülleriyle edebiyatımızda en önemli, en çok ödül kazanan romancıların başında yer aldı.
Üniversiteler ona doktora unvanı verdi, yapıtları her kademedeki akademik çalışmanın konusunu oluşturdu. Üstüne kitaplar yazıldı. Yıllarca önce “Evrensel Yazarımız Yaşar Kemal” başlığıyla Yaşasın Edebiyat dergisinde kapak ve dosya konusu yapmıştık. Güzin Dino, Prof Dr. İlhan Başgöz, Ülkü Tamer, Altan Gökalp ve Halil Gökhan yazılar yazmış, “Yaşar Kemal’i üniversiteli öğrenciler okuyor mu?” soruşturmasıyla da okur profilini irdelemiştik.
Yaşar Kemal çalışmayı çok beğenmiş, telefonla arayıp teşekkür etmişti. Çok mutlu olmuştum. Bir ay kadar bir süre geçmişti ki yine telefonda “Benim için çok güzel bir iş yaptın Hikmet, unutmuş değilim, ben de işine yarayacağına inandığım, hiç kimseye söylemediğim bir haberi sana vereceğim” dedi. Ben sevinç ve merak duygularını birlikte yaşarken hemen ekledi: “Amerika’dan gelen bir konuğum var. Onu seninle tanıştıracağım. Kimse bilmiyor. Yalnız önce sen bileceksin. Anlattıklarını istersen derginde istediğin gibi değerlendirirsin. O sana bağlı.”
Söz konusu kişi, romanları üstüne çalışma yapan Prof. Dr. Clera Brandabur’du. Yaşar Kemal’in Çukurova Üçlemesi olan “Ortadirek”, “Yer Demir Gök Bakır” ve “Ölmez Otu” romanlarıyla ilgili olarak “Yaşar Kemal: Bir Kahraman / Aziz’in Ölümü ve Yaşamı-Dağın Öte Yüzü” başlıklı bir inceleme yapmıştı.
Yeşilköy’de bir otel lobisinde Yaşar Kemal, Clera Brandabur, çevirmen arkadaşlarımız Vecdi Tamer, Ebru Bulut, fotoğrafçı arkadaşımız Muzaffer Kantarcıoğlu ile bir araya geldik, üç saat kadar konuştuk. Güldük, kahkahalar attık. Vecdi Tamer yazıya döktü. Kapakta Yaşar Kemal/Clare Brandabur fotoğrafını kullandık. Az bile yaptık!

Dünyayı bin çiçekli bir kültür bahçesine benzeten Yaşar Kemal’in, “Bir çiçeğin bile yok olmasını, dünya için büyük bir kayıp sayarım” demesi, adına kurulan vakfın amaçlarından olan “kendime ve söze ve insanın onuruna bağımlılığı”nı çok güzel özetlemiyor mu? Böyle bir sanatçı unutulur mu?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları