Hikmet Altınkaynak

Çeviri şiir Okumak...

31 Ocak 2019 Perşembe

Şiir çevrilir mi demeyin! Yüksel Pazarkaya, Çevirinin Estetiği ve Çeviri Serüveni (Yapı Kredi Yay.) adlı yapıtında “bu tartışmayla uğraşmak abesle iştigaldir” diyor. Haklı.
Pazarkaya bu konudaki düşüncesini Octavio Paz’ın “Yaşamda çeviri olmayan ne var” sözüyle de pekiştiriyor. Şunları da yazıyor: “Her duyumsama, duygu, algılama, her düşünme bir çeviri edimidir. Her anlak, bellek, zihin edimi bir çeviri edimidir. Her enerji, her güç bir çeviri sonucudur.
Konuyu böylesine geniş çerçevelendiren Pazarkaya, bilindiği gibi, özellikle şiir çevirmenidir. Onun şiir, öykü, roman, deneme, monografya ve çocuk kitabı olarak Türkiye’de yayımlanan 40 yapıtı vardır. Almanya’daki Almanca kitaplarının sayısı ise, 22’dir. Almancadan Türkçeye 30, Türkçeden Almancaya da 26 kitap çevirisi bulunmaktadır. Bu durumda telif/çeviri, Türkçe/Almanca 118 kitabı vardır ve Çevirinin Estetiği ve Çeviri Serüveni ise, 119. kitabıdır.
Pazarkaya’nın Almancadan Türkçeye kazandırdığı şiir çevirileri 1959’dan 2019’a 60 yılı kapsar. İlk dönemde Çağdaş Alman Şiiri antolojisini çıkardı. Sonra çevirdiği şair ve yazarlar arasında Heidenreich, Brecht, Goethe, Lessing, Fritz, Tröbst, Reich ve Rilke yer aldı. Rainer Maria Rilke’nin tüm yapıtlarını (12 kitap, 2004-2012, Cem Ya.) dilimize kazandırdı.
Şöyle bir düşünelim: Çeviri olmasaydı dünyayı/edebiyatını tanıma olanağımız olmazdı. İlk başta Hasan Âli Yücel döneminde Dünya Klasikleri’yle tanıştık. Dünya edebiyatı tanınmadan da ulusal, çağdaş edebiyatımızı oluşturmak, geliştirmek olanaksızdı. Zaten modern edebiyatın ilk örnekleri de Tanzimat’ta, önce çeviri yoluyla dilimize gelmedi mi? Benzerleri ya da özgün yapıtlar daha sonraları yazılmadı mı? İşte bu süreçte H. A. Ediz, Nâzım Hikmet, Orhan Veli, Melih Cevdet, Sabahattin Eyüboğlu, Azra Erhat, Nihal Yeğinobalı, Necatigil, Can Yücel, A. Kadir, Vedat Günyol, Salah Birsel, Attila İlhan, Talât Halman, Rekin Teksoy, Sait Maden, Cemal Süreya, Tomris Uyar, Tahsin Yücel, İrfan Yalçın, Akşit Göktürk, Yüksel Pazarkaya, Ülkü Tamer, Cevat Çapan, Özdemir İnce, Ülker İnce, Sevin Okyay, Ahmet Cemal, Hilmi Yavuz, Ferit Edgü, Ataol Behramoğlu, Celal Üster, Güven Turan, Erdal Alova, Mehmet Özgül, Eray Canberk, Enis Batur, Tarık Günersel, Egemen Berköz, Betül Parlak, Metin Cengiz, Metin Fındıkçı, Didar Zeynep Batumlu ve başka pek çok çevirmenimiz dilimize pek çok yapıt kazandırdılar/ kazandırıyorlar. Dahası çevirdikleri yapıtlar için kimileri cezaevinde yattılar. Bu noktada Celal Üster, yeni kitabı Bir Çevirgenin Notları’nda (Can Yay.) yarım yüzyılı bulan kendi çevirmenlik serüvenini ve 90’ı bulan çeviri kitaplarını anılarıyla anımsatırken, zamanın da nasıl geçtiğini bilemediğini anlatıyor.
Bugün Homeros, Shakespeare, Dante, Goethe, Neruda, Adonis, Aragon, Pavese, Eluard, Edgar Allan Poe… okuyabiliyorsak, bunu çevirmenlerimize borçlu değil miyiz? Anday, çevirmeseydi, Poe’nun şu güzel dizelerini okuyamayacaktık:
Senelerce, senelerce evveldi;
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı, bileceksiniz ,
İsmi Annabel Lee;
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni...
Orhan Veli, Aragon’u çevirmeseydi Elsa’nın Gözleri’ni tanıyamayacak, “Mutlu Aşk Yoktur”u okuyamayacak/ öğrenemeyecektik!
Öyle derin ki gözlerin içmeye eğildim de
Bütün güneşleri pırıl pırıl orada gördüm
Orada bütün ümitsizleri bekleyen ölüm
Öyle derin ki herşeyi unuttum içlerinde
Elbette her edebiyat metni gibi, şiir de çevrilir. Çevrilmelidir. Bol bol çeviri şiir de okuyalım, dünyayı şiirle kucaklayalım.
Günümüzde mahallesinde tanınmayan şairlerin dünyanın en uzak ülkesinde tanındığı, sevildiği gerçeğini unutmayalım. Bu da çevirinin ayrı bir güzelliği değil mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları