Enver Aysever

Onlar saldıracak, biz savunacağız!

25 Ekim 2018 Perşembe

AKP doğru tavırla 29 Ekim’i silmek için elinden geleni yapıyor. Tavır doğru; siyasal İslamcı bir partinin halk egemenliğine inanması söz konusu değildir. Onlar Cumhuriyete saldıracak, biz savunacağız! Peki, ama hangi Cumhuriyeti?
Mustafa Kemal’in dehasından düşmanları bile kuşku duymaz. Çağdışı kalan imparatorluğun hazin sonunu görüyordu Mustafa Kemal, onarılması için mücadele veriyor idiyse de, yıkıldıktan sonrasını ilk düşleyen, kurgulayan o oldu. Bu yüzden askerliğinden daha ileri bulurum siyasi kişiliğini. Diplomasi başarısıyla imparatorluğun çöküşü ardından, egemenliği Tanrı’dan alıp halka veren Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu. İleri bir adımdır Cumhuriyet, aydınlanmadır, devrimdir!
Mustafa Kemal feodal, ümmet toplumu ardından inşa edeceği ulus devletin bir tarihi, dili olması gereğinin farkındaydı. Kuldan yurttaşa geçisin kolay olmadığını biliyordu. Son günlerde tartışması süren ant meselesinin gerekçesi budur. Tanrı kelamı değildir o metin, Mustafa Kemal’in elinden de çıkmamıştır, eleştiri yapmak, daha iyisini dilemek söz konusudur kuşkusuz. Önemi, gerici Osmanlı’ya karşı, ilerici Cumhuriyetin yaratacağı insanı tarif etmesinde saklıdır. Orada ‘Türküm’ derken, kuldan yurttaşa geçiş işaret edilmiştir. Çağın gereğidir. ‘Doğruyum’, ‘Çalışkanım’ diye devam eder. Tüm dünyada esen milliyetçi rüzgârdan etkilenmiştir, bugünü karşılar mı o metin, ayrı tartışma konusu. Soru şudur: Sahiden Cumhuriyet doğru, dürüst, çalışkan insan yetiştirmeyi başardı mı? (Türk yerine Kürt deseniz ne fark eder?)
Mustafa Kemal şu ilkeye inandı, dile getirdi: “Benim sözlerim bilimle çelişirse, bilimin dediğini yapın.” Ölçü net. Siyasal İslam tam tersini söyler: “Bilim ne derse desin, şeyhinizin, hocanızın dediğini yapın.” Kendi suretine hayran diktatörler tanrısal yetiye, güce sahip olduğunu düşünür. Bu yüzden sözleri kanundur, tartışılamaz, sorgulanamaz. Cumhuriyet; soran, tartışan insan yaratmak istiyordu. Başarıldı mı peki? İlk yılların erdemli, dürüst kadroları hızla yitti, yerini yararcı, piyasacılar aldı. Gericiler egemen olduktan sonra, hızla örselendi Cumhuriyet. AKP sonuç, kökü çok daha geridedir. Mustafa Kemal adına darbe yapan ordu, Cumhuriyeti salt yaşam biçimi sanan sermaye sahipleri, bencil orta sınıf gericidir. Devrimin sonuçları yazık ki elde edilemeden çürüme, çöküş başlamıştır.
AKP’nin 2023 hedefi açık. Laik, demokratik, hukukun üstünlüğüne dayanan Cumhuriyeti alaşağı ederek, yenisini kurmak ister. Son gösterge okullardan Mustafa Kemal’in fotoğraflarını indirmek olacaktır. 29 Ekim’i İstanbul’da kutlama girişimi rastlantı değildir. Ankara başkent olmaktan çıkacak, hedef budur. Her zaman olduğu gibi toplumu alıştırmak için ilk adım bu. Bana kalırsa faydalı bir adım. AKP ile aynı bayramı kutlamıyoruz zaten. Bayramın halka yayılması, caddelerde, meydanlarda kutlanması bu baskının sonucudur. Bayram özgürleşmiş, halkın olmuştur. Bunu işaret fişeği olarak görmek gerekir, 2023 madem yüzüncü yıl, o güne hazırlık yapmak, yeni Cumhuriyet düşlemek gerekir. Nasıl olacak bu?
Gelin gerçeklerden kaçmayalım. Ülkemizdeki her yirmi kişiden biri Suriyeli, bu insanlarla birlikte yaşayacağız artık. Kürtler aidiyet duygusunu yitirmiş, dilleri baskı altında, gericilikle avutulmaya çalışılıyor. Aleviler inançlarının gereğini yapamaz halde. Hıristiyan’ın, Yahudi’nin adı bile yok. Laikler aşağılanmakta! Sosyalistler uç muamelesi görüyor, örgütlenmeleri engelleniyor. Önümüzdeki dönem yurdumuz büyük göç hareketlerinin merkezi olacak. Hazır mıyız buna?
Yeni uzlaşıya gereksinim var. Eşit, adil, özgür insanların olacağı bir ülke inşa etmeliyiz. Tüm dünya hızla faşizme doğru kayarken, buna direnmeli, sınıf bilinci olan (mavi ve beyaz yakalı çalışanların yazgısı ortaktır) Cumhuriyet için hazırlanmalıyız. AKP’nin Türkiye’si o kadar berbat ki, eski Türkiye özlenir hale geldi. Oysa devrim kendi çocuklarını çoktan yedi. Eski Türkiye pek matah bir yer değil anlayacağınız, Cumhuriyet çoktan yolundan sapmıştı.
Esas olan gericiliğe karşı verilecek mücadeledir ve burada AKP en öndedir, ancak yalnız değildir. İlhan Selçuk gibi söylersek: “Türkiye’de hiç kimse gardırop Atatürkçüsü kadar Atatürkçülüğe zarar vermedi. Hiç kimse gardırop Atatürkçüsü kadar devrimleri kemiremedi. Hiç kimse Türkiye’nin çağdaş medeniyet seviyesine erişmek çabasını gardırop Atatürkçüsü '6Badar baltalayamadı.” Gerici ittifakı görmeli, devrimci olmalı, direnmeliyiz!
Onlar saldıracak, biz savunacağız!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İflas 25 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları