‘Mumcu kalpaksız Kuvayı Milliye’ciydi’

24 Ocak 1993’te Ankara’da evinin önünde katledilen yazarımız Uğur Mumcu ve tüm basın şehitlerine atfedilen “Gazeteci Uğur Mumcu ve Tüm Demokrasi Şehitlerini Anma Gecesi” programı, Kadıköy Belediyesi tarafından önceki akşam Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlendi.

Yayınlanma: 26.01.2020 - 02:00
‘Mumcu kalpaksız  Kuvayı Milliye’ciydi’
Abone Ol google-news

Mumcu için hazırlanan sinevizyon gösterimiyle başlayan ve Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı’nın açılış konuşmasını yaptığı anmada Cumhuriyet Vakfı Başkanı Dr. Alev Coşkun ile Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Barış Doster konuşmacı olarak yer aldı. Anmaya, gazetemiz yazarı Miyase İlknur, Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısı Altan Şentürk ve yüzlerce yurttaş katıldı. Mumcu’nun Türkiye’yi hayatı pahasına savunan cesur bir gazeteci olduğunu belirten Şerdil Dara Odabaşı, “Mumcu’nun hedef olmasının tek nedeni, mert, cesur, yılmaz bir Atatürkçü olması ve halkıyla paylaştıklarıdır” dedi. 

‘NEDEN ÖLDÜRÜLDÜLER?’

Mumcu’nun şahsında tüm demokrasi şehitlerini anarak konuşmasına başlayan Dr. Alev Coşkun, katledilen isimlerin büyük çoğunluğuna bakıldığı zaman Atatürkçü, Cumhuriyet felsefesine inanmış insanlar olduğunu belirterek “Çoğu Cumhuriyet gazetesinin yazarı. Bunlar aslında demokrasi şehitleridir. Peki, Mumcu ve ismini saydığım veya sayamadığım bu aydınlar neden öldürüldüler? Türkiye Ortadoğu’da stratejik bir noktada. Türkiye’de, ‘Evet efendimci’ yandaş gazeteler isteniliyor. Halkın kafasını karıştıracak ‘liboş’ gazeteciler seviliyor. Ama Türkiye’de, Atatürk’ün aydınlanmacı düşüncelerin egemen olması istenilmiyor, onun düşüncelerini savunanlar sonunda şehit ediliyor. ‘Bağımsız, laik Türkiye devam etsin’ diyenler ne yazık ki vuruluyor, öldürüyor. Bağımsız, antiemperyalist dış politika istenmiyor. Atatürk’ün ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ dış politikasını savunan gazeteciler istenmiyor. Gelir dağılımındaki eşitsizliğin düzeltilmesi ve bunu yazanlar istenmiyor. Ama Türk-İslam sentezi, ılımlı İslam düşüncesinin devletin ve toplumun her kademesine yerleştirilmesi isteniliyor. Vahşi kapitalizm, rant, yeni kanallar yapılması isteniliyor” dedi.

Mumcu’nun kaleme aldığı yazıların, konuşmalarının bir öngörünün belirtileri olduğuna dikkat çeken Coşkun, “Türkiye’de tarikatların giderek holdingleştiğini ilk yazan Mumcu’dur. Öldürülmeden 6 ay önceki yazılarının yüzde 80’inde, ABD’nin Irak ve Suriye’nin kuzeyinde kurmaya çalıştığı sözde özerk yapılaşmalardan söz ediyor. Bugün aynı sorunlarla karşı karşıyayız. Son 6 aydaki yazılarında, ABD’nin aslında Irak petrolüyle ilgisinin olduğuna ve Barzani ile Talabani’nin hareketlerine dikkat çekiyor. Bu durumda, Mumcu’yu radikal dinci gruplar mı, yoksa petrol çıkarlarını düşünen çıkar çeteleri mi öldürdü? Uğur’un yazıları hâlâ günceliğini koruyor. Mumcu, aşırı dincilerin tepkisini çeken yazılar yazdı. ‘İmam subay’ yazısı FETÖ hareketinin tam anlamıyla tablosunu karşımıza çıkardı” dedi.

MUMCU’NUN SÖZLERİ

Mumcu’nun, Cumhuriyet gazetesinin ilkeleriyle bütünleşmiş bir yazar olduğunu ve Cumhuriyet gazetesine çok yakıştığını vurgulayan Alev Coşkun, “Mumcu, Atatürk ve demokrasi savunucusuydu. İşte Mumcu’nun bu nitelikleri nedeniyle, işbirlikçiler, ikinci Cumhuriyetçiler, liboşlar, şeriatçılar, bölücüler, padişahçılar onu sevemediler, sevmediler. Sevgili Uğur, sen kalpaksız Kuvayi Milliyeciydin, sen antiemperyalistin, korkusuz bir gazeteciydin, temiz toplum özlemcisiydin” diye konuştu. Alev Coşkun konuşmasını, Mumcu’nun şu yazısıyla bitirdi: “Ben Atatürkçüyüm, ben Cumhuriyetçiyim, ben laikim, ben antiemperyalistim. Ben özgürlükçüyüm. Ben Bağımsız Türkiye’den yanayım. Ben insan hakları savunucusuyum. Ben terörün karşısındayım. Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Öyleyse, vurun, parçalayın! Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar çıkacaktır.” 

‘MUMCU’NUN PALTOSUNDAN ÇIKTIK’  

Yazarımız Barış Doster, konuşmasında Rus edebiyatında Gogol için kullanılan, “Hepimiz Gogol’un paltosundan çıktık’ deyimini hatırlatarak “Uğur Mumcu’nun fotoğrafına bakarken 27 yıl evvelki karanlık gün geldi aklıma. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler’de okuyordum. Kaymakam mı olsak, vali olabilir miyiz diye sorarken pek çoğumuzun Uğur Mumcu’nun ölümü üzerine gazeteci olmaya karar verdiğini anımsadım. Aramızdan Uğur Mumcu yolundan yürümek için bu mesleği seçen çok arkadaşımız oldu. Evet, hepimiz Uğur Mumcu’nun paltosundan çıktık” diye konuştu. 

DUYGULANDIRAN PERFORMANS

Anma programı, Uğur Mumcu kitaplarından seçilen makalelerin okunması ve müzik dinletisiyle devam etti. Oyuncu Levent Üzümcü, Uğur Mumcu’nun makalelerini okurken, Kadıköy’ün genç sanatçısı Deniz Özçelik ve Erkan Zeki Arda müzik dinletisiyle eşlik etti. Üzümcü, Mumcu’nun makalelerini okuduğu sırada gösterdiği performanstan dolayı kimi yurttaşların duygulandığı ve gözyaşını tutamadığı görüldü.



Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler