Akademik liseler dini sorguluyor

Fen, sosyal bilimler ve Anadolu liselerinde yapılan akademik bir araştırma, öğrencilerin din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ve içeriğini nasıl sorguladığını, müfredatın öğretmenlere yetmediğini ortaya koydu.

Yayınlanma: 03.01.2020 - 02:00
Akademik liseler dini sorguluyor
Abone Ol google-news

Eğitim alanının dinseleştirilmesi, zorunlu din dersleri ve hükümetin “dindar nesil” projesine öğrenciler direniyor. Sakarya Üniversitesi’nden Dilek Menküç’ün Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) İstanbul’da merkezi sınav ile öğrenci alan fen lisesi, sosyal bilimler lisesi ve Anadolu liselerinde yaptığı araştırmanın ardından hazırladığı yüksek lisans tezi, akademik eğitim veren liselerdeki öğrencilerin dinselleştirmeye karşı tutumunu gözler önüne serdi. 

MÜFREDAT YETERLİ DEĞİL

“Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenlerinin Görüşleri Işığında Liselerde Deizm Düşüncesi” başlıklı tezde, öğretmenlerin görüşleri örnekler verilerek aktarıldı. Ders içeriklerinin bu çağın ihtiyaçlarına yanıt vermediğini belirten öğretmenler, “Öğrenciler din dersi öğretmenlerinin kuşatıcı olmasını istiyorlar. Ötekileştirici hiçbir eylem ve söylemi istemiyorlar. Öğrenciler bir kere sizi deniyorlar. İnanç konularında mesela direkt derste diyor: ‘Ben ateistim.’ Sizin o anki tepkiniz onun için bir adım. Siz eğer ‘Sen nasıl ateistsin sus, otur çarpılacaksın’ diye yaklaştığında bu çocuk zaten derse ve size karşı tamamen kendisini kapatıyor” görüşlerini iletti. 

‘ANLATMAK ZOR’

Öğrencilerin derste iletilenleri mantık ve bilim çerçevesinde sorguladıklarını aktaran öğretmenler, “Puanı 490’ın üstünde olan okullarda din kültürü anlatmak zor. Öğrencilerin mantıkları, zekâları, düşünebilme kabiliyetleri, sorgulama yetenekleri ve becerileri üst düzeyde. Onlara bir şeyleri empoze etme anlamındaki bütün çabalar boşuna. Lise öğrencisi donanımlı, bilgili öğretmen istiyor” diyerek yaşadıklarını aktardı. 

Bazı öğretmenler de müfredattaki yetersizlikler karşısında öğrencilerin tutumuna ilişkin “Böyle okullardaki zeki öğrencileri müfredat hiç açmıyor. Mesela çocuk deist ya da ateist birinin İslam diniyle ilgili eleştirilerine cevap bekliyor. Müfredat değişti ama anlayış aynı olduğu için hiçbir şey değişmedi. Müfredatlar ve yazılan kitaplar İslamın bin dört yüz yıl önce gelmiş ve orada duran halini anlatıyor. Hiçbir kazanım bugüne taşınmıyor” dedi. 

‘FEMİNİST TAKILIYORLAR’

Öğrencilerin inanç problemlerinin yanında güncel konuları da din üzerinden tartıştıklarını belirten öğretmenler, İslamda kadının yeri, kadının şahitliği, bir erkeğin birden fazla kadınla evlenebilme meselesi, kadın erkek ilişkisi, kadının dövülmesi, mirasın erkekle kadına eşit bölünmemesi, kadının örtünmesi gibi konuların da derslerde tartışıldığını ve öğrencilerin eleştirilerini aktardı. 

Öğretmenler, “Kadın mevzuları var. Bir erkeğin dört kadınla evlenmesi durumu var. Buna benzer mevzular başımızı ağrıtıyor. Toplumdaki yaygın konular. Derste bir konu açıyorsun hemen bu konulara geliyorlar, tepkililer. İslam kadını biraz daha alt planda tutuyor. Bazıları feminist takılıyor. Kadınlar arka planda hep kafalarında böyle bir algı var” ifadelerini kullandı. 

FARKLI OLMA İSTEĞİ

Öğretmenlerin çoğunluğu deist ve ateist öğrencilerle karşılaştıklarını ifade ederken sebep olarak ise öğrencilerin ailesi, arkadaşları, sosyal medya etkisi, Müslümanların İslamı yanlış temsil etmesi, farklı olma isteği, popüler kültürün etkisi, sorumluluktan kaçma, ergenlik döneminin veya sekülerizmin etkisi ile bilgisizlikten yahut çok fazla araştırıp sorgulamaktan dolayı farklı inanç arayışlarına yönelmelerini gösterdi. Öğretmenlerin yarıya yakını da öğrenciler arasında deizm düşüncesinin yaygınlaştığına dikkat çekti. 

‘İSMİ KONMAMIŞ DEİZM’

Deizmin okullarda öğrenciler arasında etkili olduğunu düşünen öğretmenler, “Yüzde yüz. Hem de ne biçim etkili. Özellikle de nitelikli okullarda. Ben on beş senelik bir öğretmen olarak deizmin özellikle son beş yılda falan popüler olduğunu gördüm. Deizmi kimse bilmezdi biz öğretmenliğe başladığımız yıllarda. Ama şimdi mesela bu okulda bilmeyen az çıkar” görüşünü iletti. 


Araştırmada öğretmenlerin “İsmi konmamış bir deizmi herkes yaşıyor. Herkesin hayatı bu ama ismi konmamış. İbadetsiz, duasız bir din var. Pasif bir deist yaşam var. Çocuklar deizmi yaşadıklarının farkında değil ama deizmi yaşıyorlar. Siz ona dışarıdan bakınca deizm diye adlandırırsınız ama çocuk ben deistim demiyor veya deizmi yaşıyorum demez. Bu konunun empoze edilen bir tarafı yok. Kimsenin öğrettiği yok. Ama çocuk otoriteden kaçıyor. Din de kontrol mekanizmasıdır. Bu kontrolden kaçmak için inancı kabul ediyor ama uygulamada eksikliği var. Moda olan bir deizmi yaşıyorlar ama deist değiller” görüşleri yer aldı. 



Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon