Yalova’nın yeşili Ata’dan miras

Türkiye’nin en küçük ili olmakla beraber yüzde 59’u orman, yüzde 24’ü ise tarım arazisi olan Yalova, Atatürk’ün üzerinde özenle uğraştığı, imar planını çizdiği ve doğaya gösterdiği özenle çevre bilincini yaydığı bir kent. Atatürk’ten kalan doğa mirası ise onun gösterdiği özen çerçevesinde korunuyor... Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, Atatürk’ün önemli kararlar aldığı Yürüyen Köşk ile dünyaya çevre dersi verildiğini belirterek, emanet olarak gördüğü çevre bilincine sahip çıkacaklarını söylüyor.

Yayınlanma: 06.11.2019 - 13:17
Abone Ol google-news

Türkiye’nin en küçük ili olmakla beraber yüzde 59’u orman, yüzde 24’ü ise tarım arazisi olan Yalova, Atatürk’ün üzerinde özenle uğraştığı, imar planını çizdiği ve doğaya gösterdiği özenle çevre bilincini yaydığı bir kent. Atatürk’ten kalan doğa mirası ise onun gösterdiği özen çerçevesinde korunuyor... Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, Atatürk’ün önemli kararlar aldığı Yürüyen Köşk ile dünyaya çevre dersi verildiğini belirterek, emanet olarak gördüğü çevre bilincine sahip çıkacaklarını söylüyor. Deprem tehlikesi altında olan Yalova’nın olası bir depreme karşı diğer kentlere oranla daha hazır olduğunu kaydeden Salman, “Kentin depreme hassasiyetini en yoğun yaşayan bölgelerde kentsel dönüşüm yapılmalı. Ekonominin çok aşağıya indiği bu dönemde her belediye en zor dönemlerini yaşıyor. Deprem için alınacak önlemlerde yerel yönetimlerin ekonomik desteğe ihtiyacı var” diyor. Cuhuriyet’in sorularını yanıtlayan Vefa Salman, şunları söyledi:

Olası Marmara depremi için tüm iller teyakkuza geçti. Bu konuda Yalova’nın hazırlığı var mı?

1999 depreminin ardından biz dersler çıkardık. Büyük depremin ardından en doğru kararlar Yalova’da alındı. Yatay ve düşey taşıyıcıların artırılması, perde beton ve bodrum gibi şartlar getirildi. Bunlar çok önemli ayrıntılar. Arkasından beton kalitesi artırıldı. En önemlisi de Yalova’nın 4 kat imarla sınırlandırılması. İmar sınırlandırması hem deprem için hem de 3 büyük kent arasında bulunan Yalova’nın doğa ve çevre kimliğinin kaybetmemesi açısından çok önemli bir uygulama. Geçtiğimiz ay İstanbul’da meydana gelen deprem sonrasında birçok detayın tartışıldığı bir konferas düzenledik. Deprem konusunda İstanbul bizden öğreti almalı. İstanbul için kentimizde yaşadığımız endişeyi yaşıyoruz. Deprem eğitiminin verilmesi lazım. İstanbul’da son deprem saat 13.59’da oldu. 17 Ağustos depremi ise 03.02’de olmuştu. Yani depremin bizi ne zaman ve nerede yakalayacağını bilmiyoruz. Yalova ufak bir kent olduğu için deprem sonrasında kolay toparlandı ve güçlü ayağa kalktı. Gölcük buraya oranla çok daha fazla hasar gördü. Deprem bir gerçek. Marmara’da ne zaman olacağını bilemiyor kimse. Deprem toplanma alanları üzerine yoğunlaşılıyor ama Yalova için bundan ziyade barınma alanları önemli. AVM’ler bunun için kullanılabilir. Biz de bu konu üzerinde duruyoruz. 

Kentte olası depremin hasarını en aza indirmek için neler yapılmalı? 

AFAD ve Valiliğin yürüttüğü bizim de gönülden destek olduğumuz bir sistem kuruluyor. Bu sistemle gelecek olası depremden haberdar olunuyor. Kaplıca olan yerler deprem için birinci noktalar. Termal ilçesine suyun debisini gözlemleyecek bir aygıt yerleştirilecek. Denizi ve dalgaları gözlemleyen kameralar da konulacak. Bu sisteme inancım var. Türkiye’de hiçbir kent depreme yüzde 100 hazır değil ama en hazır kentlerden birisi Yalova. Bunun yanı sıra kentin depreme hassasiyetini en yoğun yaşayan bölgelerde kentsel dönüşüm yapılmalı. Ancak bunun önünde çok büyük engeller var. 

‘DEPREM ÖNLEMLERİ İÇİN EK GELİR’

Ne gibi engeller? 

Ekonomik sorunlar belediyeler için en temel engel. Tamamı mülkiyet ve kamulaştırılmasının imkanı yok. Uzmanlarla ortak masa kapsamında bir sunum hazırlandı ve bu sunumu bu günlerde Valiliğe sunacağız. Öte yandan, ekonomi her şeyin başı. Deprem için alınacak önlemlerde yerel yönetimlerin ekonomik desteğe ihtiyacı var. Parti ayırt etmeksizin bütün belediyelerin temel sorunu bu. Ekonominin çok aşağıya indiği bu dönemde her belediye en zor dönemlerini yaşıyor. Türkiye ekonomisi düzelmeden kentlerin ve belediyelerin ekonomisi düzelemez. Böyle devam ederse personel maaşı ödeyip, temizlik hizmeti vermek dışında bir hizmet üretilmesinin de imkanı yok. Bu nedenle yerel yönetimlere deprem önlemleri için ek gelir kaynakları verilmesi gerekir. 

Turizm ne boyutta? 

Yalova tarih ve doğa güzellikleri açısından sadece Türkiye’nin değil dünyanın da en güzel kentleri arasında. Yalova güneşin en güzel battığı yerdir. Kaplıcaları çok özeldir. Sağlık, doğa, günübirlik ve seminer turizmine müsait bir bölge. Yalova, 2018 yılına göre nüfusu en hızlı artan üçüncü kent. Yabancıya mülk satışında hep ilk üçte. Güncel nüfusumuz 272 bin ve 30 bin de yabancı misafir ağırlıyoruz. Burası butik bir il. Yabancı konukların da elbette ekonomiye katkısı oluyor. Yalova’nın çizdiğimiz çerçeve kapsamında parmakla gösterilen bir kent olmasını istiyorum. Bizim için zaten böyle. Burası bir cennet. 81 ilden yurttaşımız ve 36 faklı milletten insan burada yaşıyor. Bu yapıya rağmen, huzurun, kardeşliğin, dostluğun, barışın kenti burası. Türkiye’ye her anlamda pilot olabilecek bir kentiz. Yapacak işimiz çok. Hiçbir zaman insan ayırmadan, adalet ve hakkaniyetle hizmet verdik. Bu böyle devam edecek. 

‘ATA MİRASINA SAHİP ÇIKACAĞIZ’

Yalova, Atatürk’ün en çok zamanını geçirdiği yerden biri... 

Yalova, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara ve İstanbul’dan sonra en çok vakit geçirdiği kent. Yalova’ya ilk kez 19 Ağustos 1929 tarihinde geliyor. Kaplıcaları gezerek bölgenin iyileştirilmesi ile ilgili talimatlarlar veriyor. Hayran kaldığı Termal, Atatürk’ün bu kente özel bir hediyesi diyebiliriz.  Bundan sonraki dönemlerde toplam olarak Yalova’yı 13 kez günü birlik ziyaret etti. Kalıcı olarak toplam 27 kez gelişinde ise 311 gün 273 gece Yalova’da kaldı. Doğduğu yer Selanik’e benzettiği için sempatisinin ayrı olduğu belirtilen Yalova’da çok sayıda önemli kararların alındı. Mesela, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu Yalova’da yapılan çalışmalardan sonra kuruldu. Çok partili hayata geçiş için çalışmalar burada başlatıldı. Teknik okulların kapatılmayarak çoğaltılacağına dair karar da burada alındı. Atatürk Yalova’ya gelişinden kısa bir süre sonra Yalova nahiyelikten kaza statüsüne kavtu. Daha sonra bir ilk gerçekleştirilerek bütçe imkanları çok daha iyi olan İstanbul’a bağlandı. Atatürk’ün Yalova’nın doğal güzelliklere sahip olması için büyük bir çaba harcadı. Yalova iskelesi ile kaplıca arasında 12 bin 350 metre uzunluğunda 10 metre genişliğinde her iki tarafı sık ağaçlıklı olan Çınarlı hıyaban yolunun yapılmasına vesile oldu. Her kentte 1 yada 2 evi varken, Yalova’da 3 tane evi ve 2 de çiftliği var. Millet ve Baltacı çiftliklerinin tarımsal üretim yapması ve İstanbul’u beslemesi için kuruluyor. Daha sonra da bu çiftlikler millete bağışlanıyor. Yalova’nın yeşili Atamızın bize mirasıdır. Bize de bu mirasa sahip çıkmak düşüyor.

YALOVA’DAN DÜNYAYA ÇEVRE DERSİ 

Yalova’nın en gözde ziyaret yeri Yürüyen Köşk... Atatürk, 1930 yılında yapımı süren köşke gitti. Çalışanlar çınar ağacının dalının köşkün çatısına vurduğunu, çatı ve duvarlara zarar verdiğini söyleyerek, çınarın köşke doğru uzanan dalını kesmek için izin istedi. Atatürk ise çınar ağacının dalının kesilmesi yerine, binanın tramvay rayları üzerinde biraz ileriye alınmasını emrederek, yeşile verilmesi gereken önemi yıllar önce gösterdi. Böylelikle 400 yıllık çınar ağacına zarar verilmeden, köşk raylarlar 4 metre 80 santim kaydırıldı. Bu olay sonrası da Atatürk’ün bahçesinde keyifle kahvesini içtiği ve önemli toplantılarını yaptığı mekan, Yürüyen Köşk ismini aldı. Yalova için en önemli değerin Yürüyen Köşk olduğunu söyleyen Vefa Salman, “O yıllarda Atatürk bize çevre bilincini kazandırıyor. Daha doğrusu Yalova’dan dünyaya bir çevre dersi veriyor. Bu köşk ve çınar ağacı, dünyanını çevre abidesidir. Biz de bu eserin UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine girmesi için uğraş veriyoruz” dedi. 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler