Anadolu’nun arkeoloji hikayesi anlatan müze: Erimtan Müzesi

Mühendis ve koleksiyoner Yüksel Erimtan’ın, yıllar içinde biriktirdiği arkeolojik eserlerin sergilendiği Erimtan Müzesi, hepsi Anadolu kökenli olmak üzere çeşitli yörelerden yaklaşık 2 bin parça esere ev sahipliği yapıyor. Bunlar arasında, MÖ. 5 binli yıllara dayanan “Erken Tunç Çağı” ve “Hitit uygarlığıyla” başlayan, “Geç Roma” ve “Bizans” uygarlıklarına kadar uzanan çeşitli eserler, sikkeler, yüzük taşları, cam ve pişmiş toprak eşyalar, tunç eserler ve takılar bulunuyor. Dünyadaki en eski görsel belge niteliği taşıyan Fayum Portreleri’nin sergilendiği müzeyi gezen ziyaretçiler, binlerce yıl önce kullanılan nesneleri, o dönemin öyküleri ile bağlantılı olarak görme fırsatı buluyor.

Yayınlanma: 17.01.2020 - 20:50
Abone Ol google-news

Mühendis ve koleksiyoner Yüksel Erimtan’ın, kültürel mirasın korunması ve tanıtılması amacıyla 2015 yılında kurduğu Erimtan Müzesi, Ankara’nın en eski yerleşim yeri olan Ankara Kale meydanında yer alıyor. Üç eski Ankara evinin dönüştürülmesiyle oluşturulan müzede, MÖ. 5 binli yıllara dayanan “Erken Tunç Çağı” ve “Hitit uygarlığıyla” başlayan, “Geç Roma” ve “Bizans” uygarlıklarına kadar uzanan çeşitli eserler, sikkeler, yüzük taşları, cam ve pişmiş toprak eşyalar, tunç eserler ve takılar bulunuyor. Erimtan’ın 1960’lı yıllarda Tarsus yakınlarında çalışırken, Roma yüzük taşları almasıyla başlayan koleksiyonda bugün yaklaşık 2 bin parça eser yer alıyor. Arkeolojinin insanla doğrudan ilişkisini, geçmişi günümüze bağlayan sanat, bilim ve sosyal yaşama ait öyküleri anlatan müzeyi, Cumhuriyet Anadolu ekibi okurları için gezdi.

‘Triclinium Sofrası’

Müze, giriş katında koleksiyondaki farklı dönemlere ait eserleriyle ziyaretçilerini karşılıyor. Kültepe tabletlerinden Urartu kemerlerine, Roma camlarından Bizans ritüel eşyalarına birçok eşya, giriş katında yer alıyor. Buradan ana sergi salonunun yer aldığı aşağı kata iniliyor. Bu bölümde ağırlıklı olarak koleksiyonun Roma dönemine ait, günlük yaşamından kesitler sunan eserleri yer alıyor. Dönemin ticaret, sosyal yaşam, kozmetik, yeme içme alışkanlıkları ve “şölen” gibi hayata dair hikâyeleri hem sesli anlatım, hem de yazılı olarak sergileniyor. Müzenin duvarında, Roma döneminde Pompei kentinde bulunan ziyafet sofrası betimli bir freskin tıpkı basımı bulunuyor. Roma döneminin yaşam biçimini yansıtan ve dönem insanlarının zamanlarının büyük bölümünü geçirdiği, uzanır biçimde yeme içme ritüelinin gerçekleştiği “Triclinium Sofrası”nda resmedilen nesneler, koleksiyonda bulunan örnekleri ile sergilenirken, ziyaretçiler de bu sofralarda oturup, eski çağları deneyimleme fırsatı buluyor.

Dünyanın en eski görsel belgeleri...

Sofranın hemen karşısında, farklı dönemlere ait sikkelerin sergilendiği bölüm yer alıyor. Ziyaretçiler,  katalok şeklinde yapılan düzenleme sayesinde, define parçası olduğu düşünülen 21 altın sikke ve beraberinde sergilenen sikkeleri, detaylı şekilde inceleme imkanını buluyor. Sikkelerin yanında ise mühür yüzükleri yer alıyor. Mühür yüzükleri, Eski Mezopotamya’da başlayan mühür geleneğinin antik dünyadaki devamı niteliğini taşıyor. Yarı değerli taşların üzerine işlenmiş olan yüzüklerde, mitolojik sahneler, bitkiler, hayvanlar ve semboller ile eski Yunan ve Roma’nın izleri ziyaretçilere sunuluyor. Dünyadaki en eski görsel belge niteliği taşıyan Fayum Portreleri de ziyaretçilerin ilgisine sunuluyor. Bu portreler, Mısır imparatorluğuna ait olup, zengin üst kesimi temsil eden ve o kültürün adetlerine göre mumyalanıp gömülen kişilerin betimlemesi olma niteliği taşıyor. Portlereler ayrıca, ölülerin gömülmeleri sırasında mezarlarına koyulan ve gömülen kişinin başka bir dünyada da kullanması inancıyla mezara yerleştirilen hediyelere ve kişilerin statü ve mesleklerine ilişkin bilgi de veriyor.

Anadolu Tunç Çağı’nın seramikleri

Koleksiyonda Roma hamamlarında erkeklerin kullandığı objelerin yanı sıra, kadınların güzellik ve bakımları için kullandıkları parfüm şişeleri, aynaları ve cımbızları da görülebiliyor. Müzedeki seramik eserler bölümünde ise, aralarında Anadolu Tunç Çağı’nın en karakteristik seramik biçimi olan ve kartalı yansıtan “Gaga Ağızlı” testiler, Trans Kafkas ve Urartu çanak çömlekleri, Kıbrıs ile Batı Anadolu’dan “Proto - Geometrik (Ön Geometrik)” bezemeli seramikler bulunuyor. Seramikler; tarihsel dizin, yapıtın niteliği ve ait olduğu kültür vurgulanarak grubunun özelliğine göre sergileniyor. 

Eski Tunç Çağı eserleri

Koleksiyondaki 364 adet tunç yapıt arasında da, “Eski Tunç Çağı’ndan” başlayarak Bizans Dönemine kadar geniş bir zaman dilimi içinde değerlendirilebilecek mızrak, ok uçları ve baltalar gibi savaş aletleri yer alıyor. Bilezik, yüzük, pazubent, boyunluk, kemer, iğne ve Friglerin icadı “fibula (çengelli iğne)” gibi takılar aynalar, cımbızlar ve tunçtan yapılan diğer eserler bu bölümde yer alıyor. ANKARA


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler