Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kutsanmış tek adam iradesinin yıkılışı - Doç. Dr. Necati Ulunay Ucuzsatar
Mustafa Kemal, 17 Mart 1920’de, kolordu
komutanlarına gönderdiği, “Kanuni
Esasi’nin koruyuculuğunda bulunması
gereken yasama ve yürütme gücü, bugün
mevcut değildir... Olağanüstü yetkilere
sahip bir Meclis-i Müessisan (Kurucu Meclis)
oluşturmak zorunludur...” genelgesiyle, Sultan
Vahdettin ve buyruğu altındaki İstanbul’u
işgali altında tutan İngilizlerin işbirlikçisi
adamların her türlü kötülüğüne rağmen,
Osmanlı Millet Meclisi’nin 11 Nisan 1919’da
kapatılmasından sonra yurdun her köşesinde
milletvekili seçimleri yaptırmayı başarmış ve
Ankara’da, 23 Nisan 1920’de, üye sayısı 338
olan Millet Meclisi’ni kurmuştu.
İttihat ve Terakki Partisi için bir kulüp olarak
yapılan henüz kiremitleri bile konmamış
ve elektrik olmadığı için bir kahvehaneden
alınarak tavanına asılmış büyük bir lambayla
aydınlanan meclis binasına girilmişti. Asıl üye
sayısı 338 olmasına rağmen o gün Meclis’te
ancak 115 milletvekili toplanabilmişti.
Meclis’in 23 Nisan 1923’teki bu ilk
toplantısında, geçici başkanlığa en yaşlı
olmasına saygı duyularak Sinop Milletvekili
Şerif (Alkan) Bey seçilmiş, “Yüksek meclisin
en yaşlı üyesi sıfatıyla ulusumuzun içte
ve dışta tam bağımsızlık içinde yönetilme
konusundaki kararlılığını tüm dünyaya ilan
ederek Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum!”
sözleriyle meclisi açmıştı.
Doğacak Türk Devleti’nin halkın iradesiyle
yönetim yerinin adının “Büyük Millet
Meclisi” konulacağı belli olmuş; 24 Nisan
1920’deki ikinci oturumunda, Ankara
Milletvekili Mustafa Kemal Paşa, katılan
110 milletvekilinin oybirliğiyle Meclis
Başkanlığı’na seçilmişti.
Kurulan Meclisi’n yapısı şöyleydi:
-Olağanüstü bir savaş meclisiydi.
-Tümüyle ulusaldı.
-Toplumun tüm kesimlerini temsil eden
geniş tabanlı bir meclisti.
-TBMM, “kurucu”, “halkçı”, “devrimci”
bir meclisti ve kendi (ulus) iradesiyle yeni bir
“Türk Devleti” kurmuş ve bu “ulus devlet”
olmuştu.
“Meclis Hükümet Sistemi”ni benimsemiş;
“Yasama”, “Yürütme” ve “Yargı” organlarını
elinde tuttuğundan “Güçler Birliği”ni esas
almıştı.
Ulus egemenliği, yurdumuzu kurtaran
Türk ulusal savaşımının (1919-1923) temel
ilkesidir! Böylece “Hilafet-Saltanat” rejimi
sona ermiştir. 23 Nisan 1920’de açılan Türkiye
Büyük Millet Meclisi ile büyük Atatürk’ün:
“Egemenlik kayıtsız koşulsuz ulusundur!”
özdeyişi ile kul olmaktan kurtulup yurttaşlığa
kavuşan ve iradesini kendi eline alan Türk
ulusunun Aydınlanma ve çağdaşlaşma
devrimleriyle yükselişinin yolu açılmıştır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun konuşma
- Özgür Özel'den 'atama' çıkışı
- Özgür Özel kutlama programında
- CHP'li vekilden Soma için flaş çağrı...
- Mine Esen'den anlamlı konuşma...
- Serra Menekay yazdı, Aysim Dolgun Ildız besteledi
- İşte Cumhuriyet'in tarihi
- Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri eylem yaptı
- Cumhuriyet 100 yaşında! İyi ki Cumhuriyet var
- Şişli'de Hıdırellez coşkuyla kutlandı
En Çok Okunan Haberler
- Rabia Topuz, yoğun bakıma kaldırıldı
- Sertab Erener yeniden Eurovision'da
- 'Bir müddet sonra parti kurarlar bundan emin olun'
- Hafize Gaye Erkan geri dönüyor!
- Yeni randevu sistemi pazartesi başlıyor
- 'Sarayı göremiyoruz ama alınan belediyeleri görüyoruz'
- 'Radikal adımlar atılmazsa...'
- Eğitim-Bir-Sen’in paylaşımı tepki çekti!
- Uçağı kadın pilotun indirdiği ortaya çıktı
- Ece Üner'in 'Taha Hüseyin Karagöz' eleştirisi gündemde